[ad_1]
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 1 Ocak’ta 12 bin 203 olan Covid-19 vaka sayısı, 24 Ocak’ta 5 bin 277’ye kadar düştü.
Vaka sayısı 1 Şubat’ta 7 bin 719, 10 Şubat’ta 8 bin 642 olarak kayıtlara geçerken 1 Mart itibarıyla 9 bin 891’e yükseldi.
Daha sonra tekrar 10 binleri aşan Covid-19 vaka sayısı, 10 Mart’ta 14 bin 556, 18 Mart’ta 20 bin 49, 19 Mart’ta 21 bin 30 olarak kaydedildi.
Yeni normalleşme sürecinde kısıtlamaların hafifletilmesinin ardından martta vakaların ciddi artış göstermesi, toplu bulunulan alanlarda salgın tedbirlerine uyulmasının önemini bir kez daha ortaya koydu.
Uzmanlar, Covid-19’un en fazla, insanların bir araya geldiği kapalı ortamlarda bulaştığına dikkati çekiyor. Filyasyon sonuçları da kalabalık ve kapalı ortamlarda bulaşın arttığını gösteriyor.
Covid-19 en çok misafirlik için bir araya gelinen evler ile kafe, restoran, dükkan, market, iş yeri ve toplu taşıma aracı gibi kalabalık ve kapalı yerlerde bulaşıyor. Buralarda maske, sosyal mesafe, hijyen kurallarına yeterince uyulmaması daha kolay bulaşan mutasyonlu virüsün de yayılımını artırıyor.
“EVLERDE BİR ARAYA GELİNMEMELİ”
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, evlerde bir araya gelinmesinin virüsün bulaşması riskini artırdığını belirterek, “Filyasyon sonuçlarına göre virüsün en çok toplu bulunulan, kapalı ortamlarda bulaştığını görüyoruz. Akraba ve arkadaşların evlerde buluşmaları vaka sayılarının artmasına neden oluyor. Bu yüzden zorunlu haller dışında vatandaşların evlerinde kalmaları, çekirdek aileleriyle zaman geçirmesi gerekiyor” dedi.
Kafe ve restoran gibi yerlerde yiyip içme esnasında maskenin çıkarılmasının Covid-19’un bulaşmasını kolaylaştırdığını ifade eden İlhan, “Kafe ve restoranların özellikle kapalı alanlarında yemek esnasında maske çıkarıldığı için risk artıyor. Riskin düşürülmesi için maskesiz geçirilen sürenin asgari düzeyde tutulması, yiyip içme faaliyeti biter bitmez maskenin tekrar takılması gerekiyor. Buralarda sosyal mesafe kuralına uyulması daha da önem kazanıyor” diye konuştu.
“NORMAL ÇALIŞMA DÜZENİNE GEÇENLER MESAİ SAATLERİNDE MASKELERİNİ ÇIKARMAMALI”
İlhan, normal çalışma düzenine geçilmesiyle, çalışanların, iş yerlerinde uzun saatler geçirdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Çalışanlar, iş yerlerinde oldukları süre boyunca hijyen kurallarına dikkat etmeliler, maskelerini çıkarmamalılar. Kapalı çalışma alanlarının sık aralıklarla havalandırılması gerekiyor. Kafelerde olduğu gibi iş yerlerindeki yemekhanelerin de sık sık havalandırılması, her kişiden sonra masaların üstünün dezenfekte edilmesi, masaların sosyal mesafeye uygun yerleştirilmesi virüsün yayılmaması için büyük önem taşıyor.”
Kovid-19’un bulaşıcılığı daha yüksek olan çeşitli mutasyonlarının ortaya çıktığını hatırlatan İlhan, “Tedbirlere uyulmaması daha kolay bulaşan mutasyonlu virüsün ülkedeki yoğunluğunu da artırıyor. Dolayısıyla maske, sosyal mesafe, hijyen gibi kurallara titizlikle uyulması gerekiyor. Tedbirlere uyduğumuzda bulaşıcılığı yüksek mutasyonlu virüslerin de bulaşma yollarını engellemiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
VİRÜSÜ BULAŞTIRAN BİR BAŞKA NEDEN SEYAHAT
İlhan, şehirler arası seyahatlerde birçok farklı noktada bulunulduğuna ve temas kurulan kişi sayısının arttığına işaret ederek, “Şehirler arası seyahatler virüsün yayılmasına neden olan bir başka etken. Seyahatler sırasında birçok farklı noktada bulunulması ve farklı kişilerle temas kurulması virüsün yayılımını hızlandırdığı gibi temaslıların kontrolünü de zorlaştırıyor. Bu seyahatlerin zorunlu olunmadıkça yapılmaması gerekiyor” dedi.
“YENİ NORMALLEŞME SÜRECİNDE KAZANIMLARIMIZI KAYBETMEMELİYİZ”
Kısıtlamaların hafifletilmesinin vatandaşları rehavete yönlendirmemesi gerektiğine değinen İlhan, şu uyarılarda bulundu: “Salgına karşı başarıyla verilen mücadele sonucunda azalan vaka sayıları, yeni normalleşme sürecinde artış gösterdi. Yeni normalleşme sürecinde kazanımlarımızı kaybetmemeliyiz. Bu süreçte vatandaşlarımız, tedbirlere azami ölçüde uymazlarsa vakaların bugün olduğundan daha yukarılara çıkması ve daha ağır tedbirlerin alınması kaçınılmaz olur. Bu yüzden yaşantımıza, sosyal hayatımıza daha az kısıtlamayla devam edebilmemiz için tedbirlere uymamız şart.”