[ad_1]
İstanbul ve Ankara’da işlediği 3 cinayetten mahkum edilen Atalay Filiz’in, başkalarına ait kimlik bilgilerini kullandığı gerekçesiyle “resmi belgede sahtecilik” suçundan 35 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada, Adli Tıp Kurumu sanığın cezai sorumluğunun tam olduğuna ilişkin rapor sundu.
Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Filiz katılmazken, avukatı da mazeret bildirerek gelmedi. Mahkeme hakimi, sanık Atalay Filiz hakkında daha önce dosya kapsamında alınmış raporlar ile geçmişine yönelik diğer bütün tedavi sürecine ilişkin evrakların da değerlendirilerek, suç tarihinde cezai ehliyetine etki edebilecek bir rahatsızlığının olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan istenen raporun mahkemeye ulaştığını tutanağa geçirdi.
AKIL HASTALIĞI VEYE ZEKA GERİLİĞİ SAPTANMADIĞI BELİRTİLDİ
Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’ndan gönderilen raporda, sanık Filiz’in yapılan muayeneleri ile dava dosyasındaki tıbbi belgelerin yeniden incelendiği, bu belgeler doğrultusunda cezai sorumluluğunu etkileyecek, şuur ve davranış serbestliğini ortadan kaldıracak veya azaltacak derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği saptanmadığı belirtildi.
Sanığın üzerine atılı suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak boyutta akli arızanın içinde olduğuna dair herhangi bir tıbbi bulgu veya belgeye rastlanmadığı kaydedilen raporda, bu nedenle sanık Filiz’in işlediği suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu yönünde görüş bildirildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Atalay Filiz’in avukatının mazeretini kabul ederek, duruşmanın ertelenmesine karar verdi.
ÜZERİNDEN 7 KİMLİK BELGESİ ÇIKMIŞTI
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Atalay Filiz’in “resmi belgede sahtecilik” suçundan 14 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Tuzla’da 2 çocuk annesi tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı’yı öldürdüğü iddia edilen Atalay Filiz’in, 16 Eylül 2013’te o dönem tümgeneral olan Hasan Hüseyin Demirarslan’ın TÜBİTAK’ta çalışan oğlu Göktuğ Demirarslan ve onu ziyarete gelen kız arkadaşı Elena Radchikova’nın öldürülmesi olayına karıştığı da belirlenmişti.
Üç yıl süreyle aranan Filiz’in, sahte kimlikle yurt dışına kaçtığı ve bir süre sonra geldiği İstanbul’da yaşamaya başladığı, çevresine kendisini farklı kimlikle tanıttığı tespit edilmişti. İstanbul ve Ankara’daki 3 cinayetin zanlısı olarak aranırken İzmir’de yakalanan Atalay Filiz’in üzerinden çıkan 7 sahte kimlik belgesine ilişkin soruşturma başlatılmıştı.
Seri cinayet zanlısı Filiz, tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı’yı öldürdüğü gerekçesiyle İstanbul’da yargılandığı davada bir kez ağırlaştırılmış müebbet, Ankara’da Göktuğ Demirarslan ve kız arkadaşı Elena Radchikova’yı “tasarlayarak öldürdüğü” gerekçesiyle de 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmişti.
Sanık Atalay Filiz hakkında yargılandığı bu davalar kapsamında daha önce alınan Adli Tıp Kurumu raporlarında da akıl sağlığının yerinde olduğu tespit edilmişti.