Sahursuz oruç tutulur mu? DİYANET AÇIKLADI: Niyet nasıl ve ne zaman edilir?

[ad_1]

Ramazan ayında sabah ezanı okunmadan önce gece sahur yemeği için uyanılıyor. Bazı vatandaşlar uykusunu bölmemek için “Sahura kalkmadan oruç tutulur mu?” sorusunun yanıtını merak ediyor.

NİYETSİZ, SAHURSUZ ORUÇ KABUL OLUR MU?

Diyanet, sahur yapmadan oruç tutulabileceğini ifade etti. Ancak uzmanlar sağlık açısından sahurun ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı oruca niyet etme konusunda detayları paylaştı. Diyanet’in internet sitesinde şu bilgiler yer aldı; Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih(doğru) değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır.

ORUCA NASIL NİYET EDİLİR?

İbadet ederek Allah’a daha yakın olmak isteyen, oruç tutarak nefsini terbiye eden ve yoksulların halini daha iyi anlayan vatandaşlar için niyet etmek de yaptığı işin bilincinde olmak demektir. Oruç niyeti için “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet oruç tutmak isteyen kişiler için yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir. Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 397, 400).

ORUÇ İÇİN NE ZAMAN NİYET EDİLİR?

Ramazan orucu, belli günlerde tutulmak üzere adanan oruçlar ile nafile oruçlar için niyet etme vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir Ancak imsaktan sonra yapılacak niyetin geçerli olması için bu vakitten itibaren bir şey yenilip içilmemiş, oruca aykırı bir iş yapılmamış olması gerekir. Aksi takdirde gündüz niyet caiz olmaz (Kâsânî, Bedâî’, II, 85).

Kaza, keffaret ve bir zamana bağlı olmaksızın adanan oruçlar için gün batımından itibaren en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olmalıdır. Bu tür oruçlara niyet edilirken, “falanca kaza, keffaret veya adak orucuna” şeklinde belirtilmesi gerekir.

SAHURUN ÖNEMİ NEDİR?

Resûl-i Ekrem (s.a.s.),sahur yemeğinde “bereket” (Buhârî, Savm, 20) olduğunu ifade etmiş ve sahur yemeğinin, müslümanların orucu ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyâm, 46). Onun sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler, sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâî’, II, 105).

Âlimler, sahurun oruca dayanma gücü verdiğini, maddi-manevi bereketlere vesile olacağını bildirmişlerdir. Çünkü kişi sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuştur (Zâriyât, 51/18). Bu şekilde manevi lezzetlerle başlanan oruç daha canlı, daha şevkli tutulur. Bu tür maddi-manevi bereketleri olan sahur, ihmal edilmemelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir