[ad_1]
Bildiğimiz tanıdığımız Fatih Terim gitmiş bambaşka biri gelmiş. Trabzonspor maçı sonrası izlediğimiz görüntü gerçekten üzüntü vericiydi. Yedek kulübesi kenarında oturan Fatih hocanın çökmüş hali birçok Galatasaraylıyı da üzmüştür elbette. Arda Turan hocasının bu halini görünce o da yanına oturup aynı kederli havaya bürünmüştü. Oysa henüz kaybedilen bir şey yok. Kalan 6 maçta çok şey değişebilir. Üstelik Beşiktaş’la oynayacaklar. Nedir bu karalar bağlamak? Neden mutsuzlar? Bunun yanıtını elbette Fatih hoca vermeli. Ancak görünen bir gerçek var. Takım iyi futbol oynamıyor. Son dakikada gelen gol dışında dişe dokunur pozisyon yok.
Elbette sakat oyuncuların çokluğu ciddi bir sorun. Bunun yanı sıra yönetimle yaşanan sorunlar da ortada. Tüm bunlar motivasyonu yerle bir etmiş. Eldeki genç oyuncularla bir yere kadar gitmek mümkün. İşi çözecek usta, kaliteli ayaklar yok. Falcao, Mostafa, Onyekuru gibi sonucu değiştirecek oyuncuların sakatlığı tüm oyun planını etkiliyor. Bu durumda Fatih Terim üzülmesin de kim üzülsün. Trabzonspor’u yenseler başka bir yol haritası gözükecekti. Şimdi rakiplerin kaybetmesi beklenecek.
Alınan bir puan ne Galatasaray’ı ne de Trabzonspor’u memnun etti. Hele Trabzonspor son dakikada yediği golle büyük hayal kırıklığı yaşadı. Maçı son ana kadar çok iyi götürdüler. İlk yarı bir topları direkten döndü. 3-4 net pozisyonları vardı. Bu yarı Galatasaray’ın bir tane kalecide kalan cılız şutunu gördük. İkinci yarı yine iyi oynayan, önde basan, ikili mücadeleleri kazanan, üreten Trabzonspor’du.
Golden sonra Arda, Ömer ve Halil’in oyuna girmesiyle Galatasaray biraz uyandı. Daha fazla topa sahip oldu. Zorladı. Geçen haftanın başarılı ismi Halil, takımına serbest vuruş kazandırdı. Ardından da beraberlik golü geldi. Uğurcan topu sektirince golü de yedi. Büyük hataydı. Takımını galibiyetten etti. Bu nedenle Trabzonspor ne kadar üzülse azdır. Hak ettikleri maçtan bir puan aldıkları için. Bir daha Galatasaray’ı bu kadar kötü bulabilirler mi? Bilemem.