[ad_1]
Günlük basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Price, Amerikalı diplomatların Washington’ın 15 Nisan’daki yaptırımları dahil Rusya ile ikili ilişkileri ele almak üzere Moskova‘da Rus yetkililerle görüşmeler yaptığını açıkladı.
Price, “Bu görüşmelerin önümüzdeki günlerde de devam etmesini bekliyoruz. Rusya’nın bir kısmını bugün bize resmen ilettiği adımlarını da detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.” dedi.
AA’nın haberine göre; Rusya ile ikili ilişkilerde sağduyulu diplomatik görüşmelere inandıklarını belirten Price, “Rus hükümetinin sınır dışı etmek istediği diplomatların isimlerini içeren resmi tebligatı aldık.” dedi.
CHAUVİN DAVASI “TAM ADALETİ DEĞİL HESAP VEREBİLİRLİĞİ” GÖSTERİYOR
Siyahi ABD vatandaşı George Floyd’u gözaltına alırken öldüren Amerikalı eski polis Derek Chauvin’in jüri tarafından hakkındaki üç suçlamadan da suçlu bulunması üzerine değerlendirmede bulunan Price, “Çıkan sonuç tam adaleti temsil etmiyor ancak Amerika’daki kurumsal ırkçılığı çözme konusunda önemli bir adım olan hesap verebilirliği gösteriyor. ” ifadelerini kullandı.
Price, ABD’nin dünyada insan haklarını savunduğu ve insan haklarını ihlal edenlerden hesap sorduğu gibi ülke içindeki ırkçılığa, adaletsizliğe de hitap edeceklerini kaydetti.
Minneapolis’teki Hennepin Bölge Mahkemesinde 4 haftadır devam eden yargılamada dün 12 kişilik jüri, kendisine yöneltilen 2. ve 3. dereceden cinayet ile 2. dereceden adam öldürmek suçlamalarının tümünden Chauvin’i suçlu bulmuştu.
Kararın okunmasının hemen ardından hakkındaki 1 milyon dolarlık kefalet kaldırılan Chauvin, tutuklanarak cezaevine götürülmüştü.
FLOYD’UN ÖLÜMÜ
Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde, siyahi Amerikalı 46 yaşındaki George Floyd, 25 Mayıs 2020’de dolandırıcılık şüphesiyle gözaltına alındığı sırada, 44 yaşındaki polis memuru Derek Chauvin’in 9 dakika 29 saniye boyunca diziyle boynuna bastırması nedeniyle dakikalarca “nefes alamıyorum” diye yalvarmıştı.
Floyd’un olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede öldüğü belirtilmiş, olayla ilgili görüntüler ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını alevlendirmiş ve şiddetli protestolara neden olmuştu.
KSYÖ’NÜN SURİYE KARARI TARİHİ
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ),Suriye’deki Esad rejiminin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi kapsamındaki oy hakkını da içeren bazı hak ve ayrıcalıklarını askıya almasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Price, bu adımı tarihi olarak nitelendirdi ve 87 ülkenin bu karara destek verdiğini ifade etti.
Price, “KSYÖ Direktörü Suriye’nin bazı adımları atmayı tamamladığını duyurana kadar Suriye’nin imza hakkı olamayacak. Örneğin Suriye ilk kimyasal silah cephaneliği bildirisine ilişkin meseleleri halletmeli. ABD, Esad rejiminin kimyasal silahlarını teslim ettikten sonra bile 50’den fazla kimyasal saldırı düzenlediğini değerlendiriyor. Böyle bir karar ilk kez bir ülkeyle ilgili alındı.” ifadelerini kullandı.
KSYÖ Taraf Devletler Toplantısı’nda alınan kararla, Suriye’de Beşşar Esad rejim güçlerinin Mart 2017’de Latamne’de ve Şubat 2018’de Serakib’de kimyasal silah kullandığının tespit edilmesinin ardından bu ülkenin bazı üyelik haklarını askıya almıştı.
Fransa’nın öncülüğünde 46 ülke tarafından desteklenen karar taslağı Suriye’deki Esad rejiminin KSYÖ nezdindeki hak ve ayrıcalıklarının durdurulması ve oy hakkının askıya alınmasını içeriyordu.
Karara 87 ülke “evet” oyu verirken, 15 ülke karşı çıkmış, 34 ülke ise çekimser oy kullanmıştı. Karar, KSYÖ’nün şimdiye kadar üye bir ülke hakkında aldığı en ağır yaptırım oldu.
ESAD REJİMİ KİMYASAL SİLAH KULLANDI
KSYÖ, Nisan 2020’de yayımladığı ilk raporunda, 24 Mart 2017’de Suriye rejimine ait bir SU-22 savaş uçağının Şayrat Hava Üssü’nden kalkarak Latamne beldesinde gerçekleştirdiği hava saldırısında 16 kişinin yaralandığı, tarım alanlarının zarar gördüğü ve bölge halkına ait hayvanların telef olduğunu açıklamıştı.
KYSÖ 12 Nisan’da yayımladığı ikinci raporunda, Esad rejimine bağlı hava kuvvetlerinin, 4 Şubat 2018’de Serakib’e düzenlediği hava saldırısında en az bir silindir bombası kullandığını tespit etmişti.