Burak Elmas: Kutuplaşmış camiayı birleştirmek istiyoruz

[ad_1]

Galatasaray Kulübü’nün 19 Haziran’da yapılacak seçimli olağan kongresinde başkan adayı olan Burak Elmas, Habertürk TV’de önemli açıklamalarda bulundu. Ayhan Şensoy’un sorularını yanıtlayan Elmas, seçim çalışmalarını ve projelerini anlattı.

Burak Elmas’ın açıklamaları öne çıkanlar şöyle:

PSV EŞLEŞMESİ:

“GALATASARAY HİÇBİR RAKİBİNDEN KORKMAZ”

“Maalesef Türk futbolunun puan seviyesi yüzünden çok ön eleme oynamamız gerekiyor. Ön elemede bulunduğumuz torbadan dolayı zorlu rakiplerle artık mücadele ediyoruz. PSV daha önce tarihimizde karşılaştığımız bir takım. Kuvvetli bir kulüp fakat biz Hollanda futbolunu da çok iyi biliyoruz. Galatasaray hiçbir zaman rakibinden korkmaz. Bu sefer de korkmadan, çekinmeden bu turu atlayacağımıza inanıyorum.”

“KONGREYE 3 GÜN KALDI”

Eylül 2020’den beri çalışıyoruz, 3 gün kaldı üyelerimizin oy kullanarak iradelerini görmemize. Yola çıkarken Galatasaray’a yakışan, verilmesi gereken önemi veren, yetkinlik açısından da Galatasaray’ı iyi temsil edebilecek ve sorunları çözebilecek ekiple yola çıktık. Bir takım alışkanlıkları değiştirerek, Galatasaray’a yakışan şekilde mücadeleyi götürdük. Hiçbir rakip hakkında, rakibin ekibi hakkında ve projeleri hakkında bir söylemde bulunmadan; sadece kendimizi anlatarak Galatasaraylı gibi bir seçim hazırlığı yaptık.

Sonuç ne olursa olsun hazırlanış dönemi bizim vicdanen çok rahat olmamızı sağlıyor. Galatasaray’a hizmet etmeye hazır bir çözümü, Galatasaraylıların önüne bir seçenek olarak getiriyoruz.”

“100 GÜNLÜK PLANIMIZ HAZIR”

“Başkanın koltuğu, yönetim kurulu masasının başındadır. İlk hamlem önce o koltuğu yönetim kurulunun arasına koymak olacak. Bir ekip çalışmasıyla ilk güne başlamak olacak. 100 gün planımız bu broşürde yazılı. 1. günden 100. güne kadar planlarımız hazır. Ayrı ayrı uzmanlıktaki arkadaşlarım kendi alanlarında başlamasıyla ciddi bir çalışma yapacağız. Her spor şubesinde acilen verilmesi gereken kararlar var. Teknik direktör kararından transfer kararına kadar. Bunların hepsi için ilk günden itibaren çalışacağız. İlk 3 gün, en azından 1 aylık iş yapmamız lazım; vakit darlığından ve Galatasaray’ın ihtiyaçlarından dolayı.”

TEKNİK DİREKTÖR KONUSU:

“FATİH TERİM İLE GÖRÜŞMEM OLMADI”

“Ben, Fatih hoca ile daha önce beraber çalıştım. Fatih hocayı televizyondan seyrederek beraber çalışma isteği oluşturmadım. Birlikte çalıştığım ve futbolda yapabileceklerini gördüğüm için ve bizim uygulamayı arzu ettiğimiz uzun vadeli futbol stratejisini en hızlı uygulayabilecek, sahaya aktarabilecek, burada başarı gösterebilecek teknik direktör olduğu için birlikte çalışmak istiyorum. Bizlerin amacı Galatasaray’ı başarıya götürmek. Eğer proje hakkında hemfikirseniz anlaşmamak için çok uğraşmanız lazım. Ben burada hiçbir sorun olacağını öngörmüyorum. Fatih Terim’le bir görüşmem olmadı. Seçim öncesi aynı görüşte olduğumuz birçok konu vardı ama seçim dönemi hem hocanın o dönemdeki mevcut görevi hem de benim adaylık konumum gereği etik olmayacağını düşünerek bir görüşme yapmadık. Aracıyla da bir görüşme yapmadık, şahsen de bir görüşme yapmadım.”

EN ÇOK HEYECANLANDIRAN PROJE:

“HATALARI DÜZELTMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK”

“Bizi en çok heyecanlandıracak proje Galatasaray’ın her alanda başarısı olacak bir kere. Biz bu yola çıkarken Galatasaray’ın ciddi bir değişime ihtiyacı olduğunu, bu değişime giderken de sıkı sıkıya değerlerine ve kuruluş ideallerine sarılması gerektiğini düşünerek çıktık. Galatasaray ve Türk sporu ciddi bir finansal krizin içerisinde. İlk önce bu finansal krizin bir sonuç olduğunu tespit etmemiz lazım. Bu bir sorun değil. Yanlış yönetim biçimlerinin ve yapılan hataların sonucunda bir sonuç oluştu. Biz ilk önce Galatasaray’ı bu sonuca getiren hataları tespit ettik, onları düzeltmemiz lazım diye yola çıktık. Burada kurumsallaşma, hedefli çalışma, hesap verilebilir bir şeffaf yönetim anlayışı kurma, camiaya sorunları daha iyi anlatarak onların da bu sorunlarda yönetimin veya projelerin destekçisi olmaların sağlama ve daha da önemlisi son dönemde kutuplaşmış, ayrışmış, birbiriyle küsmüş birçok kesimin olduğu bu camiayı Galatasaray değerleri ve Galatasaray doğruları çerçevesinde birleştirerek bu önemli hedefe birlikte yürütebilme kabiliyeti göstermek istiyoruz.”

“SADECE BİR SPOR SALONU DEĞİL”

“Gayrimenkul projelerimiz var. Bunu açıkladık zaten. Kemerburgaz’ın finansmanı ve tüm detay çizimleri hazır. 25-28 ay arasında bitirmeyi planlıyoruz. Salon projemiz var. Onu da 2 sene içerisinde bitirmek istiyoruz. Salon projesi sadece bir spor salonu projesi değil. Bizim için camiamız için çok önemli olan Tevfik Fikret isminin yaşayacağı, hem spor hem de yaşam merkezi olacak. Yani aslında 2 haftada 1 değil, haftanın her günü en az 12 saat Galatasaray’a hareketlilik getirecek ve gelir üretecek bir tesis olarak planladık. 15 bin metrekare ticari alanı var. Ayrıca sanat alanları var. Burası için çok heyecanlanıyoruz. Bu iki projemiz sonucu Florya’yı da değerlendirmek üzere projelerimiz var. Bu projeleri genel kurulumuza getirerek onların uygun gördüğü en doğru seçenekle birlikte zarar kapatmak için değil borçlarımızı azaltmak için değerlendirmek istiyoruz. Bu çok önemli.”

STAT İSİM SPONSORLUĞU:

“10 YILLIK 100 MİLYON DOLARLIK BİR ANLAŞMA”

“Bir ön sözleşme imzaladık. Fakat bölgeyi söylememiştim. Tekrar söylemeyeyim; çünkü bazı rakiplerimiz şirket ismi vermeden şirketleri arıyorlar, ‘Böyle bir şey var mı?’ diye soruyorlar. Onun için aramızda bir gizlilik anlaşması var ön anlaşmayı imzaladığımız şirketle. 5 + 5 sene toplam 10 yıllık. 5 sene sonra yenileme opsiyonu, 10 yıllık 100 milyon dolarlık, senelik 10 milyon dolara gelen bir anlaşma…”

BU ANLAŞMA KASA KOLAYLIĞI SAĞLAYACAK MI:

“Kasa kolaylığı aslında bankalardan kredi kullanamadığınız için kısa dönemli nakit açıklarını kapatmak için yöneticilerin içeri verip, aldıkları bir kaynaktır. Aslında bankalardan değil yöneticilerin şahsi birikimlerinden veya şirketlerinden verdikleri dönemsel kaynaktır. Biz ekibimiz içinde 40 milyon dolarlık böyle bir kaynak yarattık. Bunu hazırladık. Şunu da söylemem gerekir ki; bu kasa kolaylığı Bankalar Birliği anlaşmasının son 7 senesinde verilmesi mümkün olmayan bir kaynak. İlk 7 senede belli oranda verip, geri alabiliyorsunuz ama son ödemenin başladığı ve faiz ödemesinin başladığı 7 yılda, 7’inci yılın sonunda ancak böyle bir kasa kolaylığı yapabiliyorsunuz. Ama bu 2 yıl çok önemli. Neden? İmzalanmış olan Bankalar Birliği anlaşması 2 sene ön ödemesiz bir dönem veriyor. Bu ön ödemesiz dönemi vermesinin sebebi de ödeme yılına hazırlamak için. Bu 2 yılı çok iyi geçirmemiz lazım. Galatasaray’ın stratejilerini kurup, o stratejiler doğrultusunda yönetin, üçüncü yılında bir panik halinde önlem almaya çalışırsak, sahadaki başarımızdan ve Galatasaray markasında doğru temsilinden ödün vermiş oluruz. Biz onun için çok detaylı bir hazırlık yaptık.”

FALCAO TRANSFERİ:

“GALATASARAY’IN DENEMEK İÇİN YAPACAK TRANSFER LÜKSÜ YOK”

T”ransfer çok ciddi bir iştir. Galatasaray’ın bugün denemek için yapacak transfer lüksü yok. Yaptığı her transferi ince eleyip, sık dokuyup iyici arkasında izlenmiş, oyuncu karakterinin gerçekten takımın kimyasına uygunluğu araştırılmış olması, medikal durumunun araştırılmış olması, sahadaki performansının detaylarının araştırılmış olması ve tüm Galatasaray’ın transfer kararlarının bu bilgilere dayanarak alınması gerekir. Ayrıca bizim göreve geldiğimiz takdirde yapmaya çalıştığımız çok önemli bir şey var. Her transferde, sadece futbolda değil bütün şubelerimizde, scout raporu, teknik direktörün yazılı isteği ve o şubenin yöneticisinin yazılı isteği olmadan bir transfer gerçekleştirmek istemiyoruz. Çünkü iyi performans gösteren oyuncuların transferini sahiplenen çok çıkıyor. Performansı düşük çıkan, bekleneni veremeyen oyuncuların kimin tavsiyesiyle ve hangi maliyetler üzerinden pazarlıklar yürütüldüğü konusunda hiçbir kurumsal hafızası yok. Biz bu kurumsal hafızayla hesap verilebilirlik yaratmak istiyoruz. Bu bir ciddiyet getirecektir transfer konusunda.”

YÖNETİM KURULU LİSTESİNİ NASIL OLUŞTURDU:

“GALATASARAY’A YAKIŞAN BİR EKİP”

“Birtakım alışkanlıkları değiştirdik ve Galatasaray’a yakışan bir ekiple seçim sürecini götürmeye çalıştık. Arkadaşlarımla oturup, Galatasaray’ın sorunlarını tespit etmeye çalıştık. Bu sorunların da Galatasaray’ın çözmesi gerektiği bilinciyle, bu tür sorunları defalarca çözmüş, birçok şirkette daha kompleks, uluslararası projeleri başarıyla sürdürmüş arkadaşlarımızı bularak, görüşerek, her birini tek tek ikna ederek bu ekibin içine dahil ettik. Bir kriterimiz daha vardı. Hayatlarında Galatasaray’ın temsil ettiği değerleri sürekli yaşıyor olması. Bu ekibi böyle bir araya getirdik. Hakikaten kolay değil. Bu arkadaşlarımız hayatlarında başarılı olmuş insanlar. Galatasaray’ın belki de en zor döneminde tüm arkadaşlarım, bugün 90’ın üzerinde ekibimiz var. Birçok hukukçu, birçok finansçı, pazarlama ve dijital alanda uzman arkadaşlarımız. Birbirinden değerli arkadaşlarımız var. Onun için de maalesef tek tek isim sayamıyorum; çünkü hepsi benim için aynı değerde, hiçbirine haksızlık yapmak istemem. Hepsini sayarsam yarım saat sürer. Onlara da uzun uzun teşekkür etmek istiyorum, böyle bir dönemde mücadeleye inanarak, aile ve iş hayatlarından ödün vererek Galatasaray’ın bu mücadelesinin içinde yer almayı kabul ettikleri için.”

“GALATASARAY MARKASININ ÜZERİNDE KİMSE OLMAYACAK”

“Göreve geldiğimiz takdirde bizden sonrayı düşünerek hareket eden bir ekibiz. Ne demek istiyorum? Bizim dönemimizin değil Galatasaray’ın süreklilik arz eden sistemleri, stratejileri ve uygulamalarını getirmek istiyoruz. O uygulamaların da Galatasaray’ın geleceğinde daha az insan hatasını daha az yönetici hatasına ve daha hesaplanarak bilgiye dayalı karar alma mekanizmasına katkısı olarak yönetilmesini istiyoruz. İletişim marka yönetiminin altında yer alır. Galatasaray uluslararası bir marka. Çok önemli bir marka. Hepimiz uluslararası markaların emanet edilmiş olduğu yöneticileriz. Galatasaray’ı uluslararası marka gibi yöneteceğiz. Belli standartlarımız olacak. Markanın üzerinde kimse olmayacak, marka herkesin üstünde olacak. Galatasaray markasını temsil ettiğimizi unutmadan Galatasaray markasını yüceltmek, Galatasaray markasını ön plana çıkarmak için hareket edeceğiz ve tüm kararlarımız bu yönde olacak. İletişim de bunun alt srtatejisidir. İletişimi yapabilmek için ilk önce iletişim stratejisini kurmuş olmak gerekir. İletişim duygusal olmaz, bir hedefi vardır. İletişimin sonucunda o hedefe ulaşmadıysanız iletişim başarısızdır. Bizim ekibimizde de bu strateji yapılmış durumda. Bunu yapacak, hayatında birçok marka için yapmış bir çok arkadaşım var.”

PROFESYONEL BİR BASIN SÖZCÜSÜ…

Dışarıya basın sözcüsü olarak pozisyon için ise dönem dönem gelen yöneticilerin yüklendiği bir sorumluluk olarak değil profesyonel bir basın sözcüsünün olmasını arzu ediyoruz. Bu konuda birtakım öngörüşmeler yaptık. Göreve geldiğimiz takdirde ilk 15 gün içerisinde bu profesyonel basın sözcüsü atayarak, Galatasaray’ın dışarıda temsil yüzünün ve Galatasaray’ın sorunları hakkında kamuoyunu bilgilendiren yüzünün profesyonel biri olması ve mümkünse profesyonel kişinin yönetimler değişse de Galatasaray sözcüsü olmasını istiyoruz.

GSTV’YE PARA KARŞILIĞINDA ÇIKILMASI ŞARTI:

“BİZİM DÖNEMİMİZDE BÜTÜN FİKİRLERE AÇIK OLACAK”

Değerleri konuşmaktan ziyade değerleri yaşayabiliyor olmak lazım ki, bunların savunucusu olalım. Biz yola çıkarken bunu bir iktidar mücadelesi değil Galatasaray mücadelesi olarak gördük, Galatasaray için çalıştık. Bugün geldiğimiz nokta da bunun bir zihniyet mücadelesi olduğu ortada. Alınan son karar farklı bir zihniyetin kararıdır. Galatasaray üstte bir markadır. Galatasaray Galatasaraylılarındır. Galatasaraylılara, Galatasarayın olan bir şeyi satamazsınız, kiralayamazsınız. Maalesef çok yanlış, Galatasaray’ın değerlerine yakışmayacak bir hareket oldu. Ekip arkadaşlarımla beraber amatör şubelerde kullanılmak üzere bağış yaptık ve Galatasaray Televizyonu’na çıkmayacağımızı söyledik. Göreve geldiğimizde Galatasaray Televizyonu bütün fikirlere açık olacak tabii ki.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir