[ad_1]
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu… “Önce durum tespiti yapmamız gerekiyor” diyerek konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, “Tümüyle yönetim erkini kaybetmiş bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye’yi yönetemiyor. Çaresizlik üreten, yapay gündemlerle toplumu meşgul etmek isteyen bir kişinin yönetimiyle karşı karşıyayız. Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle bir tabloyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“Bu ülkeyi kim yönetiyor, kim sorumlu bu ülkenin yönetiminden?” diye soran Kılıçdaroğlu kararsız seçmene seslenerek, “Türkiye’nin gidişinden memnunsan devam. Yoksa bu kardeşini dinleyeceksin. Ben sana her zaman, her ortamda doğruları söylemeye devam edeceğim” diye konuştu.
“İKİ ÖRNEK VERECEĞİM”
Koronavirüs pandemisi sürecine de değinen CHP lideri, “Pandemi dolayısıyla iki örnek vereceğim; genç bir kızcağız yatarak tedavi olması lazım ama boş yatak bulamıyor. 21’inci yüzyılın Türkiye’sinde bu kızımıza yatak bulunamadı ve hayatını kaybetti. Kim sorumlusu? ‘Bay Kemal sorumlusu’ diyecek. Bu işin sorumlusu sensin sen, sen yönetiyorsun ülkeyi” dedi.
“Soruyorlar dostlarınız kim” diye sözlerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Bu ülkenin garibanlarıdır, esnafıdır, apartman görevlileridir, esnafıdır. Halktır bizim dostlarım” diye konuştu.
CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sidar adında bir kızımız. Evine giderken güvenlik görevlisi çağırıyor, ‘maskeyi nizami takmadın’ diye ceza yazıyor. Sidar’ın babası esnaf, 900 lira ceza kesiyor. Ödeyemiyorlar. 22 Mart’ta kendisine mektup, 23 Mart’ta kendisine ödeme emri tebliğ ediliyor. 16 yaşındaki kız maskesini nizami takmamış, 900 lira ceza, ‘Sen ödeyemezsen babadan hacizle alacağız’ diyor. Bu bir zulüm değil mi?”
“Çifte standart devlet yönetiminde olmaz” diyen Kılıçdaroğlu, “Birisine ikramiye, birisine zulmedeceksin. Bu tabloyu AK Partili kardeşlerim, MHP’li kardeşlerim içlerine sindiriyorlarsa bir şey demiyorum. İçlerine sindiremiyorlarsa beni dinleyin; bu ülkeye mutlaka adaleti getireceğiz” dedi.
BİLİM KURULU’NA TEPKİ
Bilim Kurulu’na tepki gösteren CHP lideri şunları söyledi:
“Bir de Bilim Kurulu var, kendinize bilim kurulu demeyin, bilime ayıp. Oturmuşlar koltuğa 4 Nisan’da ABD’yi geçtik vaka sayısında. Nasıl yönetiliyor? Orada oturanların hiçbirisinin bilimle ilgisi yoktur. Bilim Kurulu dedin, senin koyduğun kurallara uymazsa çekileceksin oradan. Oturmuşlar oraya Bilim Kurulu ayrı telden, Sağlık Bakanlığı başka telden, saray zaten oralı değil. Bu mudur vatandaşın can ve mal güvenliğini, sağlığını korumak? Kontrolü tamamen kaybetmişler, tek düşündükleri koltukları.”
“Bu fatura kime çıkıyor” diye sözlerini sürdüren CHP lideri, “Saray ve beslemelerinin durumu çok iyi, işlerine son verilse bile dünyanın parasını alıyorlar. Vergi bile vermiyorlar. 193 kişi hayatını kaybetmiş, insan gece uyumaz. Bunların umurlarında bile değil. Bekledikleri tek şey ‘benim cebim nasıl dolar?’ Bunlar tefecilere çalışıyorlar. 5’li çete de memnun hayatından. Garantilerin tamamı dövize bağlı. Peki esnafın, apartman görevlisinin, simitçilerin durumu nedir? Vatandaşın yaşadıklarından haberiniz var mı? Yoksulluk diz boyu haberiniz var mı? Her 100 metrede bir dükkan kapatıldığını görüyoruz. Kirayı ödeyemiyorlar artık. Saraydakiler bunu biliyor mu? Bilse ne olur bilmese ne olur… Onun gözünde esnaf yok ki. Vururum ensesine tokadı alırım oyumu diye düşünüyor.”
“Ülkücü kardeşlerimin de bu durumdan rahatsız olduğunu biliyorum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Bahçeli ayrı. O değirmene su taşıyan kişi” ifadelerini kullandı.
EMEKLİLERİN DURUMU
Emeklilerin durumunu gündeme getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Emekli kardeşlerimin de oturup düşünmesi lazım. Emekli ikramiyesini en az 1500 lira yapacağız. Emekliyi öyle bir hale soktular ki gramla et alıyor, tavuğu dörde bölüp bir parçasını alıyor. 7,9 milyon emekli asgari ücretin altında aylık alıyor. Bu emeklilerin günahı ne? Emekli oldular diye zulmetmeye başladılar. ‘Enflasyon oranında zam vereceğim’ diyor, peki enflasyon kaç? 2002 yılında en düşük emekli aylığıyla 7 çeyrek altın alınıyordu, şimdi 2 çeyrek” diye konuştu.
GENÇLER VE İŞSİZLER
CHP lideri, gençlerin ve işsizlerin durumuna da değinirken, “Peki ya gençlerimiz, işsizlerimiz… Bunların haline ne olacak” diye soran CHP lideri, “10 milyon işsiz yaratıyorsunuz sonra da çıkıp güzel yönetiyoruz diyorsun. Hangi güzellikten bahsediyorsun? Senin bu çocukları umutsuzluğa sevk etme hakkın var mı? Senin durumun iyi, saraydakilerin durumu iyi herkes birden fazla maaş alıyor. Üniversiteyi bitirmiş olanlar işsiz. İşsizliğine ne olduğunu Erdoğan biliyor mu? Gençlere sözüm var; sizin elinizden alınan tüm hakları iade edeceğiz ve tamamını telafi edeceğiz” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin protestolarına polisin müdahalesini eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Zulüm var, zulümle yönetiyorlar. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri eylem yapıyor saldırı yapan sarayın polisleri. Boğazını sıkıyorsun neden, elinde silah mı var?” dedi.
“Tablo böyle” diye Türkiye’deki durumu anlatan Kılıçdaroğlu, “Tamamen kontrolü kaybetmiş durumdalar. İşleri güçleri CHP’ye saldırmak. Biz ne zaman iktidar olduk. Tamam iktidar olalım da eleştirin. Ama şimdi olacağız. Halkın, milletin desteğiyle olacağız. AK Parti ve MHP’ye oy vermiş kardeşlerime sormak istiyorum; 128 milyar dolar nereye gitti? Bu sorunun cevabını almış değiliz. Kim aldı 128 milyar doları? ‘128 milyar dolar nereye gitti’ diye sonra Merkez Bankası Başkanı’nı neden görevden aldın?” diye sordu.
104 EMEKLİ AMİRALİN BİLDİRİSİ
Bahçeli’nin tek derdi sarayın bekçiliğini yapmak” diye sert sözler kullanan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Sevgili ülkücü kardeşlerim ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli’ye de göstereceğim, dünyaya da göstereceğim. Bütün bunlar olurken, Türkiye’de darbeciler var. Ne darbesi? Montrö sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçiler açıklama yaptı tık yok, emekli amiraller açıklama yaptı vay darbe. Amaç gündemi değiştirmek. Esnafın derdi dile gelmesin, çiftçinin derdi dile gelmesin, işsizlik konuşulmasın, milletin dikkatini bir yere çekelim. ‘Lozan da Montrö de Türkiye’nin güvencesi’ desen bir şey olmayacak. Sonra bunlar darbeci. Kimse yemiyor artık bu numaraları. Adam emekli amiral. Emekliler nerede darbe yapıyor? Bu kadar saçmalığı Türkiye Cumhuriyeti devleti duymadı. Ortada devleti sağlıklı yöneten bir iktidar yoktur. Ortak da sağlıklı değil. Bakanlar bakan değil. Bu numaraların hiçbirisini millet yemiyor. Millet diyor ki, ‘bırak suçlamayı sandığı getir’ diyor.”