Gezi Parkı eylemlerinin 12. yıl dönümünde yaşanan gözaltılarla ilgili son dakika gelişmeleri yaşanıyor. Beyoğlu Mis Sokak'ta yapılan anma sonrası gözaltına alınan 94 kişiden 82'si emniyetten serbest bırakıldı. Ancak, diğer 12 kişinin akıbeti merak konusu. Peki, bu 12 kişi hakkında nasıl bir karar verilecek? İşte tüm detaylar...

Gezi Parkı Anması ve Gözaltılar

2013 yılında Taksim Gezi Parkı'nda başlayan ve tüm Türkiye'ye yayılan eylemlerin 12. yıl dönümünde, Beyoğlu Mis Sokak'ta bir anma düzenlendi. Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla bir araya gelen siyasi parti, sendika, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar, "Karanlık Gider, Gezi Kalır" pankartı açtı. Eylemciler, "Her yer Taksim, her yer direniş" ve "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük" sloganları attı. Anma etkinliğinin ardından polis müdahalesiyle çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Serbest Bırakılanlar ve Bekleyenler

Gözaltına alınan 94 kişiden 82'si emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Ancak, geriye kalan 12 kişinin adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Bu durum, Gezi Parkı davasının seyrini değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Avukatlar, gözaltındaki kişilerin durumunu yakından takip ediyor ve gerekli hukuki destek sağlanıyor. Serbest bırakılanların yaşadığı sevinç kadar, hala bekleyenlerin endişesi de devam ediyor.

Taksim'deki Kısıtlamalar Kaldırıldı

Gezi Parkı anması nedeniyle Taksim ve Şişhane metro istasyonlarında uygulanan kısıtlamalar, 16 saat sonra kaldırıldı. Bu durum, şehir hayatının normale dönmesi açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak, Gezi Parkı davası ve gözaltılarla ilgili gelişmelerin yankıları hala devam ediyor. Türkiye'nin farklı şehirlerinde de benzer anma etkinlikleri düzenlenirken, polis müdahaleleri ve gözaltılar yaşanmaya devam ediyor.

Gezi Parkı eylemlerinin 12. yıl dönümünde yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'deki siyasi ve toplumsal kutuplaşmanın hala devam ettiğini gösteriyor. Gözaltına alınan 82 kişinin serbest bırakılması olumlu bir gelişme olsa da, diğer 12 kişinin durumu belirsizliğini koruyor. Bu durum, Gezi Parkı davasının geleceği ve Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmaları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Hukukçuların ve sivil toplum örgütlerinin bu süreci yakından takip etmesi bekleniyor.