İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve tutuklanması üzerine yapılan protestolar, yeni bir boyut kazandı. Protestolara katılan ve aralarında gazetecilerin de bulunduğu 25 kişi hakkında, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Bu durum, basın özgürlüğü ve protesto hakkı konularında tartışmaları alevlendirdi.
İddianamenin Detayları
Hazırlanan iddianamede, protestolara katılan kişilerin "kanuna aykırı bir şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenledikleri" iddia ediliyor. Savcılık, gazetecilerin de bu eylemlere katılarak suça iştirak ettiklerini savunuyor. Ancak, gazetecilerin avukatları bu iddialara sert bir şekilde karşı çıkıyor. Avukatlar, gazetecilerin sadece haber yapma görevlerini yerine getirdiklerini ve protestolara katılmalarının yasal bir hak olduğunu vurguluyor.
Gazetecilerin Savunması
Hakkında hapis istemiyle dava açılan gazeteciler, yaptıkları savunmalarda şunları dile getirdi:
- "Bizler, sadece haber yapma görevimizi yerine getirdik."
- "Protestoları takip etmek ve kamuoyunu bilgilendirmek bizim sorumluluğumuzdur."
- "Eylemlere katılmak gibi bir niyetimiz yoktu, sadece gözlemciydik."
Gazeteciler, basın özgürlüğünün önemine dikkat çekerek, bu tür davaların gazetecilik faaliyetlerini engellemeye yönelik bir girişim olduğunu belirtiyor.
Basın Özgürlüğü Tartışmaları
Bu dava, Türkiye'de basın özgürlüğü konusundaki endişeleri yeniden gündeme getirdi. Birçok sivil toplum kuruluşu ve uluslararası örgüt, Türkiye'deki basın özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı eleştirilerini dile getiriyor. Gazetecilerin haber yapma özgürlüğünün engellenmesi, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini de olumsuz etkiliyor.
Ekrem İmamoğlu protestosuna katılan gazeteciler hakkında açılan bu dava, basın özgürlüğü ve protesto hakkı gibi temel haklar konusunda önemli bir sınav niteliği taşıyor. Davanın sonucu, Türkiye'deki basın özgürlüğünün geleceği açısından belirleyici olabilir. Gazetecilerin suçsuz bulunması ve beraat etmesi, basın özgürlüğünün korunması adına önemli bir adım olacaktır.