Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleşen ve dünya gündemine bomba gibi düşen İran, Rusya ve Çinli uzman heyetlerin üçlü zirvesi, nükleer program iddialarını yeniden alevlendirdi. Zirvede İran'ın nükleer programının ele alınması, küresel güç dengeleri açısından kritik bir döneme işaret ediyor. Peki, bu gizli zirvenin perde arkasında neler yaşandı? İran, ABD ile Husiler konusunda bir anlaşmaya vardı mı?
Nükleer Zirvenin Detayları
Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının ardından İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi'nin açıklamaları dikkat çekti. Garibabadi, "Pekin'deki Dışişleri Bakan Yardımcıları arasında yapılan anlaşmalar doğrultusunda, bugün Moskova'da İran, Rusya ve Çin arasında verimli ve yapıcı bir toplantı gerçekleştirildi" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, zirvenin sadece bir istişare toplantısı olmadığı, aynı zamanda önemli anlaşmaların da yapıldığına işaret ediyor.
Olası Senaryolar ve Dünya Siyasetine Etkileri
Zirvenin ardından akıllara gelen ilk soru, İran'ın nükleer programının geleceği oldu. İran'ın nükleer silah geliştirme çabaları, uzun zamandır uluslararası toplumun gündeminde. Bu zirve, İran'ın nükleer programına Rusya ve Çin'in desteğini artırabileceği endişelerini de beraberinde getirdi. Zirvenin olası etkileri şunlar olabilir:
- ABD ile İran Arasında Gerilim: Zirve, ABD ile İran arasındaki gerilimi tırmandırabilir.
- Bölgesel İstikrarsızlık: İran'ın nükleer programı, Orta Doğu'da istikrarsızlığa yol açabilir.
- Yeni İşbirlikleri: Rusya ve Çin, İran ile enerji ve ticaret alanlarında işbirliğini artırabilir.
Husiler ve ABD Arasında Anlaşma İddiaları
Zirveyle eş zamanlı olarak ortaya atılan bir diğer iddia ise, İran ile ABD arasında Husiler konusunda bir anlaşmaya varıldığı yönünde. Yemen'deki iç savaşta İran'ın desteklediği Husiler, son dönemde Kızıldeniz'de ticari gemilere yönelik saldırılarıyla gündeme gelmişti. ABD'nin bu saldırıları durdurmak için İran ile gizli bir anlaşma yaptığı iddiaları, zirvenin önemini daha da artırıyor.
Bu iddialar henüz doğrulanmamış olsa da, zirvenin zamanlaması ve tarafların açıklamaları, böyle bir anlaşmanın mümkün olabileceği yönünde spekülasyonlara yol açıyor. Eğer böyle bir anlaşma varsa, bu durum Yemen'deki iç savaşın seyrini ve bölgedeki güç dengelerini önemli ölçüde etkileyebilir.
Moskova'daki üçlü zirve, dünya siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. İran'ın nükleer programı, ABD ile ilişkileri ve bölgesel politikaları, önümüzdeki dönemde küresel gündemin en önemli maddelerinden biri olmaya devam edecek. Bu gelişmelerin yakından takip edilmesi, uluslararası ilişkilerin geleceği açısından büyük önem taşıyor.