Trump’tan Zelenski’ye Nükleer Santral Teklifi

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Rus işgali altındaki Zaporojye Nükleer Santralı’nın ABD himayesine alınmasını teklif etti. Avrupa’nın en büyük nükleer santrallerinden biri olan Zaporojye, savaşın ortasında kalmış durumda. Trump’ın bu önerisi, Ukrayna’nın enerji güvenliği ve bölgedeki barış süreci için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Zelenski’den Santralın Güvenliği İçin Açıklama

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Trump’ın teklifini doğrulayarak, “Santralın ABD kontrolüne geçmesi durumunda güvenliğinin sağlanacağını düşünüyoruz. Ancak öncelikle Rus işgalinden kurtarılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Zelenski, santralın modernizasyonu ve yeniden faaliyete geçmesi için yaklaşık 1,5 yıllık bir altyapı çalışmasına ihtiyaç olduğunu da ekledi.

ABD Enerji Bakanlığı’ndan Destek Sinyali

ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Zaporojye Nükleer Santralı’nın devralınması konusunda hazır olduklarını belirtti. Wright, “Nükleer santrallerin işletilmesinde tecrübeliyiz. Bu adım, Ukrayna’nın enerji sorunlarını çözmede önemli bir rol oynayabilir” dedi. Ancak planın hayata geçmesi için Rusya’nın da onay vermesi gerekiyor.

• Zaporojye Nükleer Santralı, Avrupa’nın en büyük 6 reaktörüne sahip.
• Santralın devri, Ukrayna’nın güney bölgelerindeki elektrik sorunlarını çözebilir.
• Rusya’nın onayı olmadan planın uygulanması mümkün görünmüyor.

Rusya ile Görüşmelerde Yeni Adım

Zelenski, Riyad’da yapılacak ABD-Rusya görüşmelerinde Zaporojye santralının gündeme geleceğini belirtti. Ayrıca, “Ukrayna’nın barışı için Rus heyetiyle doğrudan görüşmeye hazırız” açıklamasıyla dikkat çekti. Bu açıklama, savaşın seyrini değiştirebilecek bir diplomatik hamle olarak yorumlandı. ABD ve Ukrayna arasında nadir toprak elementleri anlaşması da gündemde. Trump, “Yakın zamanda bu anlaşmayı imzalayacağız” diyerek sürecin hızlandığını duyurdu. Sonuç olarak, Zaporojye Nükleer Santralı’nın geleceği, hem Ukrayna’nın enerji güvenliği hem de bölgedeki barış süreci için kritik öneme sahip. Ancak Rusya’nın tutumu, bu planın hayata geçip geçmeyeceğini belirleyecek.