
İstanbul'da Şok Eden Keşif! Uzmanlar Uyardı: Hızla Yayılıyor!
Türkiye'de ilk kez görülen ve Uzak Doğu kökenli istilacı bir tür olan "Haemaphysalis longicornis" (Asya uzun boynuzlu kenesi),İstanbul'da tespit edildi. Bu beklenmedik keşif, uzmanları endişelendirirken, türün yayılma potansiyeli hakkında önemli uyarılarda bulunuldu.
Asya Uzun Boynuzlu Kenesi Nedir?
Çin, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerde yaygın olarak görülen bu kene türü, İstanbul'da bir köpekte kene enfestasyonu şikâyeti üzerine yapılan bilimsel incelemeler sonucunda belirlendi. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Keskin'in verdiği bilgilere göre, köpekten toplanan 100'den fazla kene örneği incelendi.
İncelemeler sonucunda örneklerin büyük kısmı Türkiye'de yaygın olarak bulunan "Ixodes ricinus" ve "Rhipicephalus sanguineus" türüne ait çıktı. Ancak yapılan detaylı morfolojik ve moleküler analizler sonucunda 9 dişi ve 11 nimfin (yetişkin forma benzeyen),Türkiye'de daha önce varlığı bilinmeyen "Haemaphysalis longicornis" türüne ait olduğu ortaya kondu.
Neden Tehlikeli?
Prof. Dr. Adem Keskin, bu türün özelliklerini ve potansiyel tehlikelerini şu sözlerle açıklıyor:
"Özellikle Çin, Japonya, Avustralya gibi bölgelerde yaşayan bir kene türüdür. Ülkemize de bir şekilde gelmiş ve varlığını tespit etmiş olduk. İnvazif dediğimiz bir kene türüdür. Yani yeni bir bölgeye gittiğinde ulaştığında o bölgede hızlı bir şekilde çoğalabilen bir kene türüdür."
Bu kene türünün en önemli özelliklerinden biri, erkek bireye ihtiyaç duymadan çoğalabilmesi. Bu durum, türün yeni bir ortama adapte olduğunda hızla yayılmasına olanak tanıyor. Ayrıca, bu türün hayvanlar ve insanlar için potansiyel sağlık riskleri taşıdığı da belirtiliyor.
Uzmanlar, bu türün yayılmasını engellemek için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Özellikle hayvan sahiplerinin dikkatli olması ve hayvanlarını düzenli olarak kene kontrolünden geçirmesi önem taşıyor.
Türkiye'de ilk kez tespit edilen bu istilacı kene türü, biyoçeşitlilik ve halk sağlığı açısından potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Yetkililerin ve uzmanların bu konuda daha fazla araştırma yapması ve gerekli önlemleri alması, türün yayılmasının önüne geçilmesi açısından kritik önem taşıyor. Unutmayalım ki, erken teşhis ve hızlı müdahale, bu tür istilacı türlerin kontrol altına alınmasında en etkili yöntemlerdir.