Kuruyan Dere Canlandı! Erzincan'da Sel Sürprizi!
Gündem

Kuruyan Dere Canlandı! Erzincan'da Sel Sürprizi!


21 April 20255 dk okuma107 görüntülenmeSon güncelleme: 03 July 2025

Erzincan'da uzun süren kuraklığın ardından beklenen an geldi. Kış aylarında yağan yoğun kar yağışı ve havaların ısınmasıyla birlikte karlar erimeye başladı. Bu durum, kuruyan derelerin yeniden canlanmasına ve hatta bazı bölgelerde sele neden oldu. Özellikle Kavakyolu semtinden geçen ve uzun süredir kurak olan dere, eriyen kar sularıyla birlikte yeniden suya kavuştu ve adeta sel gibi aktı.

Kuruyan Dere Nasıl Sel Oldu?

Erzincan'da etkili olan kar yağışı ve ardından gelen sıcak hava dalgası, dağlardaki kar örtüsünün hızla erimesine yol açtı. Eriyen kar suları, daha önceden kurumuş olan dere yataklarına dolmaya başladı. Işıkpınar Mahallesi'nden başlayarak Kavakyolu Mahallesi arasından geçen ve Karasu Nehri'ne kadar uzanan Vasgirt Deresi (Işıkpınar Deresi) de bu durumdan nasibini aldı. Toplam uzunluğu 10,5 kilometre olan bu dere, eriyen kar sularıyla dolup taşarak adeta bir sele dönüştü.

Dere Temizlendi Mi?

Vasgirt Deresi'nin yeniden suya kavuşmasıyla birlikte, dere yatağında biriken çeşitli atıklar ve pislikler de temizlendi. Yıllardır kurak kalan dere yatağı, zamanla çeşitli atıkların biriktiği bir alan haline gelmişti. Ancak suyun coşkun bir şekilde akmasıyla birlikte bu atıklar da sürüklenerek dereden uzaklaştırıldı. Bu durum, hem çevrenin temizlenmesine katkı sağladı hem de dere ekosisteminin yeniden canlanması için umut verdi.

Bu Durumun Sonucu Ne Olacak?

Erzincan'da kuruyan derelerin yeniden suya kavuşması, bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetleri için olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Özellikle sulama imkanlarının kısıtlı olduğu bölgelerde, dere sularının yeniden kullanılabilir hale gelmesi çiftçiler için büyük önem taşıyor. Ancak, dere yataklarının taşkın riskine karşı da dikkatli olunması gerekiyor. Yetkililer, vatandaşları dere yataklarına yakın bölgelerde dikkatli olmaları konusunda uyardı. Bu durumun uzun vadede bölgedeki su kaynaklarının dengelenmesine ve kuraklık riskinin azalmasına yardımcı olması bekleniyor.