Mersin'de Kan Donduran Olay! Anne ve Oğluna Ne Oldu?
Gündem

Mersin'de Kan Donduran Olay! Anne ve Oğluna Ne Oldu?


04 June 20255 dk okuma76 görüntülenmeSon güncelleme: 18 June 2025

Mersin'de yaşanan olay, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. 38 yaşındaki Hacer Y., henüz bilinmeyen bir nedenle önce kendisini, ardından da 4 yaşındaki oğlu Ahmet Turan Y.'yi jiletle yaraladı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, anne ve oğlunu hastaneye kaldırdı. Hacer Y.'nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Bu acı olay, akıllara 3 yıl önce yaşanan bir başka trajediyi getirdi: Hacer Y.'nin 12 yaşındaki kızı Fatmanisa Y., okulda arkadaşı tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.

Olay Nasıl Gerçekleşti?

Olay, Mersin'in merkez Toroslar ilçesine bağlı Çukurova Mahallesi'nde meydana geldi. Komşuların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Eve giren ekipler, anne ve oğlunu kanlar içinde buldu. İlk belirlemelere göre Hacer Y., önce kendi vücudunu jiletle kesti, ardından da oğlu Ahmet Turan'ı yaraladı. Olayın nedeni henüz netlik kazanmazken, Hacer Y.'nin psikolojik sorunları olduğu iddia ediliyor. Polis, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.

Psikolojik Travma mı Tetikledi?

Hacer Y.'nin yaşadığı travma, bu korkunç olayın ardındaki en büyük etkenlerden biri olabilir. 3 yıl önce kızını kaybetmenin acısı, Hacer Y.'nin psikolojisini derinden etkilemiş olabilir. Uzmanlar, bu tür travmatik olayların ardından kişilerin psikolojik destek almasının önemine dikkat çekiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da olayla ilgili inceleme başlattı ve anne ile oğluna gerekli psikolojik desteğin sağlanacağını açıkladı.

Olayın Ardından Neler Yaşanacak?

Mersin'de yaşanan bu acı olay, toplumda büyük bir üzüntüye yol açtı. Anne ve oğlunun sağlık durumları yakından takip edilirken, olayın ardındaki gerçeklerin ortaya çıkarılması için soruşturma devam ediyor. Bu tür olayların önüne geçmek için, toplum olarak psikolojik sağlığa daha fazla önem vermemiz ve risk altındaki bireylere destek olmamız gerekiyor. Unutmayalım ki, her birimizin sorumluluğu, daha sağlıklı ve güvenli bir toplum inşa etmektir.

  • Psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi
  • Risk altındaki bireylerin tespiti ve takibi
  • Toplumda farkındalık yaratılması

Bu adımlar, benzer трагедийlerin önüne geçmek için hayati önem taşıyor.