Prof. Dr. Naci Görür, Ege Denizi'nde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından önemli açıklamalarda bulundu. Depremin İstanbul depremiyle bağlantılı olup olmadığı sorusuna yanıt veren Görür, Marmara'daki fay hattına dikkat çekerek olası riskleri değerlendirdi.

Ege Depremi ve İstanbul Depremi Arasındaki İlişki

Girit'in kuzeyinde yaşanan depremin, Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalması sonucu oluşan tektonik hareketlerden kaynaklandığını belirten Görür, bu tür depremlerin genellikle yüzeyde daha az hissedildiğini ve yıkıcı etkilerinin sınırlı kaldığını ifade etti. "Bu bölgedeki depremler, Helen-Kıbrıs dalma-batma zonu üzerinde gerçekleşiyor" diyen Görür, depremin derinliğinin yaklaşık 65-70 kilometre olduğunu vurguladı.

Peki, Ege'deki bu deprem İstanbul'da beklenen büyük depremi etkiler mi? Görür bu soruya net bir yanıt vererek, "Farklı mekanizmalar söz konusu, Marmara'daki deprem beklentisi ile bu olayın ilgisi yok" dedi. Ancak, Marmara Denizi'nde meydana gelen küçük depremlerin İstanbul depremiyle daha doğrudan ilişkili olabileceğini de ekledi.

Marmara'daki Küçük Depremler Ne Anlama Geliyor?

Görür, Marmara Denizi'nde yaşanan 4 büyüklüğündeki depremin Kumburgaz Fayı'nın batı ucunda küçük kırılmalara yol açmış olabileceğini belirtiyor. Bu fay hattının yaklaşık 70 kilometre uzunluğunda olduğunu ve şimdiye kadar sadece 10-15 kilometrelik bölümünün kırıldığını vurgulayan Görür, geriye kalan 60 kilometrelik aktif kesimin büyük İstanbul depremini oluşturabilecek potansiyele sahip olduğunu söylüyor.

Görür'ün dikkat çektiği önemli noktalar şunlar:

• Kumburgaz Fayı'nın büyük bir deprem üretme potansiyeli taşıyor.
• Marmara'da yaşanan küçük depremler, fay hattındaki gerilimi artırabilir.
• Vatandaşların bina güvenliğini sorgulaması ve afet hazırlıklarını yapması gerekiyor.

Sonuç: İstanbul Depremi Riski Devam Ediyor

Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamaları, İstanbul'da büyük bir deprem beklentisinin devam ettiğini ve yaşanan küçük depremlerin bu süreci ortadan kaldırmadığını, aksine hızlandırabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, vatandaşların bilim insanlarının uyarılarını dikkate alarak gerekli önlemleri almaları büyük önem taşıyor. Bina güvenliğinin sorgulanması, kişisel ve kurumsal afet hazırlıklarının yapılması, olası bir depremde can ve mal kaybını en aza indirmek için hayati önem taşıyor.