İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ndeki saldırıları ve işgal politikalarını sürdüreceklerine dair açıklamaları büyük yankı uyandırdı. Sosyal medya platformu X üzerinden yayınladığı bir video mesajında, güneydeki Refah ve Han Yunus kentlerini birbirinden ayıran yeni bir koridor oluşturduklarını ve saldırıları şiddetlendireceklerini belirtti. Netanyahu'nun bu açıklamaları, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu.
Netanyahu'dan "Morag Koridoru" Açıklaması
Netanyahu, oluşturdukları bu yeni hattı "Morag Koridoru" olarak adlandırdı ve bu koridorun "ikinci Philadelphi Koridoru" olduğunu vurguladı. Mesajında, "Bu gece Gazze Şeridi'nde vites yükselttik. İsrail ordusu toprakları ele geçiriyor, teröristleri vuruyor ve altyapıyı yok ediyor" ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarının yoğunluğunu artıracağını ve bölgedeki insani krizi daha da derinleştireceğini gösteriyor.
Netanyahu ayrıca, Gazze'yi parçalara ayırdıklarını ve esirlerin serbest bırakılması için baskı yapacaklarını söyledi. "Onları geri getirmedikleri sürece, baskıyı daha da artıracağız" şeklinde konuşan Netanyahu'nun bu sözleri, İsrail'in rehinelerin serbest bırakılması konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Ancak, bu kararlılık aynı zamanda Gazze'deki sivillerin hayatlarını daha da zorlaştıracak bir baskı ortamı yaratma potansiyeli taşıyor.
Savunma Bakanı Katz'dan Saldırıların Genişletileceği Duyurusu
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz da Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi bozarak yeniden başlattıkları saldırıları genişlettiklerini açıkladı. Katz, saldırıların bu sabahtan itibaren daha geniş bir alanda gerçekleştirileceğini ve Gazze Şeridi'nde daha fazla toprak işgal etmeyi amaçladıklarını belirtti. Bu toprakların İsrail’in "güvenlik bölgesine" dahil edileceğini savundu. Bu açıklamalar, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarının sadece belirli bölgelerle sınırlı kalmayacağını, aksine daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde yayılacağını gösteriyor.
İsrail ordusu, saldırıların yeniden başlamasıyla birlikte Refah kenti sakinlerine zorla göç ettirilmesi amacıyla "tahliye emirleri" yayımladı. Bu emirler, bölgedeki sivillerin hayatlarını tehlikeye atarken, aynı zamanda uluslararası hukuka aykırı bir durum oluşturuyor. İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başlamıştı. Bu durum, bölgedeki kırılgan ateşkesin ne kadar güvensiz olduğunu ve her an yeniden alevlenebileceğini gösteriyor.
Gazze'deki durumun vahameti göz önüne alındığında, uluslararası toplumun bu krize daha fazla müdahale etmesi ve kalıcı bir çözüm bulunması için çaba göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki şiddet sarmalı daha da derinleşecek ve masum sivillerin hayatları tehlikeye girmeye devam edecektir. İsrail'in Gazze'deki saldırıları ve işgal politikaları, bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden en büyük unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.