Orman Yangınları: Türkiye Neden Yas Tutmuyor?
Gündem

Orman Yangınları: Türkiye Neden Yas Tutmuyor?


05 July 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 05 July 2025

Türkiye, yaz aylarında artan orman yangınlarıyla mücadele ederken, bu felaketlere karşı gösterilen tepkisizlik dikkat çekiyor. Peki, ormanlarımız için neden topyekûn bir yas ilan etmiyoruz? Milli şuurumuz nerede? İşte bu soruların cevapları ve orman yangınlarının ardındaki derin anlam.

Kâinat Kitabı: Ormanlar

Tabiat, inananlar için bir kitaptır; "Kevni kitap" olarak adlandırılır. Yaratılan kâinat kitabı, Resullere gönderilen vahiy ve insanın kendisi bir bütün olarak ele alınmalıdır. Vahyi anlamak, tabiatı gözlemlemek ve kendi varlığımızla müşahede etmek, hayatı bilinçli bir şekilde yaşamanın şartıdır. Ormanlar, bu kâinat kitabının bizler için yaratılmış önemli bir ayetidir ve asla göz ardı edilmemelidir.

Orman Yangınlarının Sebepleri

Orman yangınlarının birçok sebebi bulunmaktadır. Anarşist yapılanmaların haince kundaklamaları, bu yangınların en acımasız nedenlerinden biridir. Kötülükten beslenen bu "hayat parazitlerinin" bulunup cezalandırılması elzemdir. Ancak, ahmakça ihmalkarlıklarımız da yangınların diğer bir sebebidir. Kâinatın bizlere sunulmuş bir ayet olduğu şuuruna erişebilseydik, ormanlara karşı bu kadar hoyrat davranmazdık.

  • Anarşist kundaklamalar
  • İhmalkarlık ve duyarsızlık
  • Bilinçsiz davranışlar

Milli Şuur ve Yas

Orman zengini olan ülkemizin bu konuda fakirleşmesi büyük bir kayıptır ve yas nedenidir. Ancak, bu konuda tuttuğumuz bir yastan söz edemiyoruz. Milli şuur kaybımız var ve acıma eşiğimiz çok geriledi. Tabiatla merhamet ilişkisi kurmamız gerektiği meselesi hiç konuşulmuyor. Allah’ın bizler için yarattığı ayetleri tahrip ettiğimiz konusu hiç mevzu edilmiyor. Haberlerde seyredip küçük bir acıma hissiyle geçiştiriyoruz.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde, Kaz Dağları'ndan yola çıkan bir sincabın hiç yere inmeden Mezopotamya'ya kadar gidebileceğinden bahsedilir. Bu bilgi üzerinde düşündüğümüzde belki titreyip kendimize geliriz.

Eskiden evlerimizin neredeyse tamamı ahşaptan yapılıyordu ve en kaliteli ağaçlar tercih ediliyordu. Ancak, betondan yüksek binalar yapmak için ormanlar talan edildi. Elinde balta ile ormana dalanların hikayeleri yazıldı, onların da bir canı olduğu hiç hatırlanmadı. İnsan, tabiatı ana olarak görüyor söylemlerinde ama o anaya hep kıyıyor.

Orman Bakanlığı'nın yaptıklarıyla yetinemeyiz. Orman köylülerine ormana nasıl muamele edeceğini öğretseler bile bu yeterli değil. Bizler, Rabbimizin hizmetimize sunduğu, üzerinden O’nun kudretini okuduğumuz o kâinat kitabının dekorlarına daha fazla duyarlılık geliştirmeliyiz. Ormana artık Allah’ın yarattığı bir âyet olduğu şuuruyla yaklaşmalıyız.

Fatih Sultan Mehmed’in "Yaş kesen baş keser" prensibini hatırlamalı ve buna yangını, kundaklamaları da ilave etmeliyiz. Nereden mi başlamalıyız? Ormanlarımız için yas tutarak başlamaya ne dersiniz?