Antalya'da Emek ve Demokrasi Güçleri, Soma maden faciasının 11. yıl dönümünde Attalos Anıtı önünde bir araya gelerek hayatını kaybeden 301 maden işçisini andı. Anmada yapılan basın açıklamasında, facianın acısı ve adalet arayışı vurgulandı.
Soma'nın Acısı Dinmiyor
DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, "Soma’da 301 maden işçisinin katledilmesi ve 162 işçinin yaralanmasının üzerinden tam 11 yıl geçti. 11 yılda acımız hiç dinmediği gibi, üzerine madencilik, turizm ve endüstriyel işletmelerdeki yeni kitlesel işçi ölümleri yaşanmaya devam etti," dedi. Küçük, adaletin sağlanamaması ve cezasızlık politikalarının yeni işçi katliamlarının önünü açtığını belirtti.
Küçük, açıklamasına şöyle devam etti: "Kağıt üzerinde kalan sözleşmeler, yasalar, stratejiler ve eylem planları, insan onuruna yakışır iş anlayışının çok uzağında kalırken çalışma ortam ve koşullarının iyileştirilmesi iktidarın ve sermayenin umurunda olmadı."
Vedat Küçük, insan onuruna yakışan ve ölümcül tehlikelerden koruyan bir çalışma ortamının ancak çalışanların örgütlü mücadelesiyle sağlanabileceğini vurguladı. Mevcut hukuk düzeninin toplumsal vicdanı göz ardı ettiğini ve sermayenin vahşi sömürü politikalarındaki rolünün yargı yoluyla aklandığını ifade etti.
Cezasızlık Politikaları Eleştirisi
Anayasa Mahkemesi'nin 2020 yılında verdiği kararla katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmasının önü açılmıştı. Ancak, 29 Nisan 2025 tarihinde çıkan karar ile hukuki süreç, kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanması kapsamında cezasızlıkla sonuçlandı. Bu durum, yargı sisteminin sermayeyi kollama politikası olarak değerlendirildi.
Vedat Küçük, yargı sisteminin uluslararası sözleşmeleri ve ülke mevzuatını göz önünde bulundurarak karar vermesi gerektiğini, ancak bu katliamda en vahşi çalışma koşullarını yaratan çalışma düzenini ısrarla koruduğunu belirtti. Bu cezasızlık ve sermayeyi kollama politikasının, sonraki katliamların da önünü açtığını vurguladı.
Mücadele Çağrısı
DİSK'in yıllar önce tespit ettiği gibi, Türkiye'de "daha fazla kâr, daha fazla kan" politikası sermayenin temel yaklaşımı olagelmiştir. AKP iktidarında bu yaklaşım, doğayı ve çevreyi de içine alarak azgın bir talan ve kuralsız bir sermaye birikim politikası karakterine bürünmüştür.
Vedat Küçük, "Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit oluşturan; kâr ve birikim için gözü dönmüş bir statüko vardır. Bu rejimin saldırgan karakterini değiştirmeden uygun düzenlemelerin olmasını beklemek mümkün değildir," dedi.
Soma Katliamı'nı unutmamak ve unutturmamak bütün duyarlı kesimlerin görevidir. Bu vahşi düzenin çarklarının sorunsuz biçimde dönmesini engelleyecek ve adaleti bir gün bütün iş cinayetlerinde kaybettiklerimiz için sağlayacağız. Adaletsizliğin simgesi Soma Katliamı’nda adaleti er ya da geç kazanacağız. İş cinayetleri ve katliamların son bulması için ısrarlı, kararlı ve örgütlü bir mücadeleden başka yol bulunmamaktadır. Daha fazla örgütlenecek, daha güçlü mücadele edecek ve mutlaka kazanacağız!
Soma katliamı, Türkiye'deki iş güvenliği sorunlarını ve cezasızlık politikalarını bir kez daha gündeme getirmiştir. Bu facianın unutulmaması ve sorumluların cezasız kalmaması için mücadele devam edecektir. Unutmamalıyız ki, adalet er ya da geç tecelli edecektir.