Eski ABD Başkanı Donald Trump, ABD Merkez Bankası (Fed) üzerindeki faiz indirimi baskısını artırarak dikkatleri üzerine çekti. Sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamalarla Fed Başkanı Jerome Powell'ı sert bir dille eleştiren Trump, faiz oranlarının "tam puan" indirilmesi gerektiğini savundu.

Trump'tan Powell'a Sert Eleştiriler

Trump, paylaşımında Fed Başkanı Jerome Powell için "çok geç" ifadesini kullanarak, Powell'ı "bir felaket" olarak nitelendirdi. Avrupa'nın 10 kez faiz indirimi yaptığını, ABD'nin ise bu konuda geride kaldığını vurgulayan Trump, şu ifadeleri kullandı: "Ona (Powell) rağmen ülkemiz harika gidiyor. Tam puan indir, roket yakıtı."

Borçlanma Maliyetleri Vurgusu

Borçlanma maliyetlerinin çok daha düşük olması gerektiğini savunan Trump, Fed'in faiz indirimine gitmesi halinde vadesi gelen borçlarda uzun ve kısa vadeli faiz oranlarının büyük ölçüde düşürülebileceğini belirtti. Mevcut yönetimi de eleştiren Trump, "Biden çoğunlukla kısa vadeli borçlandı. Artık neredeyse hiç enflasyon yok ama geri gelirse faizi artırarak karşılık ver. Çok basit. (Powell) Ülkemize bir servete mal oluyor." şeklinde konuştu.

Fed'in Son Faiz Kararı

Fed, 6-7 Mayıs tarihlerinde düzenlenen son toplantısında politika faizini beklentilere paralel olarak değiştirmeyerek yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutmuştu. Bu karar, Trump'ın eleştirilerinin daha da yükselmesine neden oldu.

Faiz İndiriminin Olası Etkileri

Trump'ın faiz indirimi çağrısı, ekonomi çevrelerinde farklı yorumlara neden oldu. Bazı uzmanlar, faiz indiriminin ekonomiyi canlandırabileceğini savunurken, bazıları ise enflasyon riskini artırabileceği uyarısında bulunuyor. Faiz indiriminin gerçekleşmesi durumunda, borçlanma maliyetlerinin düşmesiyle birlikte yatırımların artması ve ekonomik büyümenin hızlanması bekleniyor. Ancak, enflasyonun kontrolden çıkması durumunda, Fed'in yeniden faiz artırımına gitmesi gerekebilir.

Trump'ın Fed'e yönelik bu sert eleştirileri ve faiz indirimi çağrısı, ABD ekonomisi üzerindeki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Fed'in bu çağrıya nasıl bir yanıt vereceği ve faiz politikasında herhangi bir değişiklik yapıp yapmayacağı merakla bekleniyor. Bu durum, piyasaları ve yatırımcıları yakından ilgilendirirken, ekonomi gündeminin de önemli bir maddesi olarak kalmaya devam edecek.