Plastiksiz Türkiye Platformu, Dünya Çevre Günü'nde yaptığı basın açıklamasıyla Türkiye'nin plastik kirliliği konusundaki tutumunu sert bir şekilde eleştirdi. Platform, Türkiye'nin Akdeniz'deki plastik kirliliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu ve günlük yaklaşık 144 ton plastik atığın doğaya karıştığını vurguladı. Bu durumun sadece tüketimle sınırlı olmadığı, Türkiye'nin aynı zamanda dünyanın en büyük plastik üreticileri ve atık ithalatçıları arasında yer alarak çevresel tahribatı derinleştirdiği belirtildi.

Türkiye'nin Plastik Politikası Eleştirisi

Plastiksiz Türkiye Platformu, Türkiye'nin plastik üretimi, tüketimi ve kirliliği konusundaki stratejik konumuna rağmen, Birleşmiş Milletler Küresel Plastik Anlaşması müzakerelerindeki tutumunun tutarsız ve etkisiz olduğunu savundu. Platform, bilimsel bilgiye dayanan ve katılımcılık temelli yaklaşımların hayati önem taşıdığını belirterek dört maddelik bir plan programı açıkladı:

• Türkiye'nin anlaşma sürecinde plastik üretiminin azaltımını içeren yüksek hırslı hükümleri desteklemesi,
• Plastik atık ithalatına sınırlama getirmesi ve küresel atık ticareti adaletsizliğine karşı durması,
• Petrokimya sübvansiyonlarını kaldırması ve plastik kirliliğinin tüm çevresel ve toplumsal maliyetlerini fiyatlandırma politikalarına dahil etmesi,
• Müzakerelerde bilimsel veriye dayalı, şeffaf ve demokratik bir temsil sağlaması.

Çözüm Önerileri ve Çağrı

Platform, Türkiye'nin çevre duyarlılığı konusundaki pasif tutumunu bırakıp çevresel adaletin ve nesiller arası sorumluluğun gereklerini yerine getirmeye çağırdı. Basın açıklamasında, "Küresel plastik krizinin çözümü, yalnızca sonuçlarla boğuşan günübirlik yaklaşımlarda değil, daha çok kaynağa odaklanmakla, yani üretimin sınırlandırılması ile mümkündür. Türkiye'nin bu gerçeklik doğrultusunda bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir," ifadelerine yer verildi.

Türkiye'nin plastik kirliliğiyle mücadelede daha aktif bir rol oynaması gerektiği vurgulanırken, platformun çağrısı, ülkenin çevresel sorumluluklarını yerine getirme ve sürdürülebilir bir gelecek için adımlar atma gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Plastik atık ithalatının sınırlandırılması, petrokimya sübvansiyonlarının kaldırılması ve bilimsel verilere dayalı politikaların benimsenmesi gibi öneriler, Türkiye'nin plastik kirliliğiyle mücadelede izleyebileceği yolları işaret ediyor.