Türkiye, PKK terör örgütünün kendini feshetme ve silah bırakma kararıyla tarihi bir eşikten geçiyor. "Terörsüz Türkiye" vizyonu, sadece iç güvenliği sağlamlaştırmakla kalmayıp, bölgesel istikrarı güçlendiren ve küresel barış gündemine katkı sunan önemli bir devlet politikası olarak öne çıkıyor. Bu yeni dönem, Türkiye için yepyeni fırsatlar sunarken, beraberinde bazı zorlukları da getirebilir.

Türkiye'nin Terörle Mücadeledeki Başarısı

PKK'nın fesih kararına giden yolda, Türkiye'nin güvenlik güçlerinin sahadaki başarısı büyük bir rol oynadı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi operasyonları, özellikle Kuzey Irak ve Suriye'de, PKK ve uzantılarının lojistik ve operasyonel kapasitesini önemli ölçüde zayıflattı. MİT'in örgütün lider kadrolarını hedef alan nokta atışı operasyonları, PKK'nın hareket kabiliyetini kısıtladı. Yerli savunma sanayisinin geliştirdiği insansız hava araçları, zırhlı araçlar ve hassas mühimmatlar, Türkiye'yi bu alanda küresel bir güç haline getirdi. Bu teknolojik ve operasyonel üstünlük, PKK'yı silah bırakma noktasına getiren önemli bir faktör oldu.

Küresel Konjonktürün Etkisi ve Bağımsız Dış Politika

PKK'nın Suriye kolu YPG, örgütün en tartışmalı uzantılarından biri olarak öne çıkıyor. Hem Şam yönetiminin hem de Ankara'nın federatif bir yapıya izin vermeme konusundaki kararlı duruşu, YPG'nin hareket alanını daralttı. Türkiye'nin Suriye'deki operasyonları, YPG'nin kontrol ettiği bölgelerde güvenlik koridorları oluşturarak hem sınır güvenliğini sağladı hem de örgütün lojistik ağlarını çökertti. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumların etkisizleştiği bir dönemde, Türkiye kendi barış gündemini oluşturarak fark yarattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kriz bölgelerinde barış iradesini ayakta tutma çabası, Türkiye'yi sadece bölgesel değil, küresel bir çözüm merkezi haline getirme potansiyeli taşıyor.

Süreç Nasıl İşleyecek ve Vatandaşlar İçin Ne Anlama Geliyor?

PKK'nın silah bırakma ve fesih sürecinin, Birleşmiş Milletler'in Silahsızlanma, Demobilizasyon ve Yeniden Entegrasyon (DDR) programı çerçevesinde ilerlemesi bekleniyor. Müzakere, planlama, kayıt, silah teslimi, ayrıştırma, koruma ve denetleme aşamalarını içeren bu süreç, Türkiye'nin titiz yönetimiyle hayata geçirilecek. Bu süreç, sadece iç barışa katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda diğer çatışma bölgelerine model olabilecek bir başarı hikâyesi yaratacaktır. Vatandaşlar, sürecin sonunda daha güvenli bir ülkede yaşamanın yanı sıra, sosyal uyumun artmasıyla toplumsal bağların güçlendiğini hissedeceklerdir. Bu tarihi süreç, Türkiye için yepyeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Terörün gölgesinden kurtulan bir Türkiye, her bireyin günlük yaşamında daha fazla fırsat ve huzur anlamına gelecektir. Bu durum, ekonomik kalkınmayı hızlandıracak, bölgesel işbirliklerini güçlendirecek ve Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını artıracaktır. Ancak, sürecin başarıyla tamamlanması için tüm paydaşların iş birliği ve kararlılığı büyük önem taşıyor.