Bursa'da çiftçiler zor günler geçiriyor. Son üç ayda saman ve yem fiyatlarında yaşanan rekor artışlar, üreticileri kara kara düşündürüyor. Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği'nin açıkladığı verilere göre, sadece saman fiyatları %18,4 oranında arttı. Bu durum, çiğ süt fiyatlarındaki artışın yem maliyetlerini karşılamaktan çok uzak olduğu anlamına geliyor. Peki, bu artışın nedenleri neler ve çiftçiyi neler bekliyor?
Fiyatlardaki Artışın Boyutu
Son üç ayda yaşanan fiyat artışları, çiftçilerin belini büküyor. İşte bazı önemli kalemlerdeki değişimler:
- Saman: 2,83 TL'den 3,35 TL'ye (%18,4 artış)
- Süt yemi (19): 602,5 TL'den 665 TL'ye (%10,4 artış)
- Süt yemi (20): 621,5 TL'den 675 TL'ye (%8,6 artış)
- Besi yemi: 551,25 TL'den 612,5 TL'ye (%11,11 artış)
Bu artışlar, özellikle küçük ölçekli çiftçiler için sürdürülebilirliği zorlaştırıyor. Yem ve saman maliyetlerindeki bu yükseliş, süt ve et üretimi üzerinde de baskı oluşturuyor.
Çiğ Süt Fiyatları Yetersiz Kalıyor
Yılbaşında yapılan %16,17'lik artışla çiğ süt fiyatı 17,15 TL'ye yükseldi. Ancak, saman fiyatlarındaki %18,4'lük artış, süt fiyatındaki artışı geride bıraktı. Üreticiler, "Yem maliyetleri karşılanamıyor" diyerek duruma tepki gösteriyor.
Çiftçiler, girdi maliyetlerindeki bu artışın, karlarını ciddi şekilde azalttığını ve hatta bazı durumlarda zarara yol açtığını belirtiyor. Devletin bu konuda acil önlemler alması ve çiftçilere destek sağlaması gerektiği vurgulanıyor.
Tüketiciyi Neler Bekliyor?
Uzmanlar, yem ve saman fiyatlarındaki bu artışın, süt ve et fiyatlarına yansıyabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durum, tüketicinin de daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar için bu durum, beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyebilir.
Ayrıca, küçük ölçekli çiftçilerin zor durumda kalması, kırsal bölgelerdeki ekonomik dengeleri de bozabilir. Tarımsal üretimin azalması, gıda güvenliği açısından da risk oluşturabilir.
Sonuç olarak, yem ve saman fiyatlarındaki bu şok artış, çiftçileri zor durumda bırakırken, tüketicileri de olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. Devletin, bu konuda acil ve etkili çözümler üretmesi, hem çiftçinin desteklenmesi hem de tüketicinin korunması açısından büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, tarım sektöründe daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalınabilir.