İran-İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, İran'ın İsrail'e yönelik balistik füze saldırıları sonrası İsrail'in hava savunma sistemlerinin maliyeti gündeme bomba gibi düştü. Özellikle Demir Kubbe hava savunma sisteminin 24 saatlik maliyeti, İsrail kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, bu maliyetin detayları neler?

İsrail'in Hava Savunma Sistemleri Alarmda

İsrail, uzun yıllardır geliştirdiği ve sürekli olarak modernize ettiği hava savunma sistemleriyle bilinir. Bu sistemler, ülkeyi gelebilecek füze saldırılarına karşı koruma amacı taşır. Ancak, bu sistemlerin etkinliği kadar maliyeti de tartışma konusu olmaya devam ediyor. İran'ın son saldırısı, bu maliyetin ne kadar yüksek olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.

İsrail medyasına göre, İran'ın fırlattığı füze ve İHA'ların büyük bir bölümü, İsrail'in hava savunma sistemleri tarafından imha edildi. Bu savunma operasyonunda, Demir Kubbe başta olmak üzere, Arrow 2, Arrow 3 ve Davud'un Sapanı gibi farklı sistemler kullanıldı. Her bir sistemin maliyeti farklılık gösterirken, toplam maliyetin dudak uçuklatan bir rakama ulaştığı belirtiliyor.

Hava savunma sistemlerinin kullandığı teknolojiler ve bu teknolojilerin karmaşıklığı, maliyetin yüksek olmasının temel nedenlerinden biri. Ayrıca, her bir füzenin imha edilmesi için kullanılan mühimmatın da ciddi bir maliyeti bulunuyor. İsrail'in coğrafi konumu ve sürekli olarak tehdit altında olması, hava savunma sistemlerine yapılan yatırımların artmasına neden oluyor.

Maliyetler Ne Kadar?

İsrail basınında yer alan haberlere göre, bir hedefi etkisiz hale getirmenin maliyeti şu şekilde:

• Demir Kubbe: Yaklaşık 30 bin dolar
• Davud'un Sapanı: Yaklaşık 700 bin dolar
• Arrow 2: Yaklaşık 1,5 milyon dolar
• Arrow 3: Yaklaşık 2 milyon dolar

Bu rakamlar, sadece tek bir hedefin imha edilmesinin maliyetini gösteriyor. İran'ın saldırısında çok sayıda füze ve İHA'nın kullanıldığı düşünüldüğünde, toplam maliyetin ne kadar yüksek olduğu daha net anlaşılıyor.

Savunma Bütçesi Tartışmaları

İsrail'in hava savunma sistemlerine yaptığı harcamalar, ülke içinde de tartışmalara yol açıyor. Bazı kesimler, bu harcamaların çok yüksek olduğunu ve farklı alanlara yatırım yapılması gerektiğini savunurken, diğer kesimler ise İsrail'in güvenliği için bu harcamaların zorunlu olduğunu belirtiyor. Özellikle, sosyal refah projelerine ayrılan bütçenin kısıtlanması ve savunmaya daha fazla kaynak ayrılması eleştirilere neden oluyor.

İsrail'in savunma harcamaları, sadece hava savunma sistemleriyle sınırlı değil. Ülke, aynı zamanda kara ve deniz kuvvetlerini de güçlendirmek için önemli yatırımlar yapıyor. Bu durum, İsrail'in bölgedeki askeri dengeleri koruma ve caydırıcılık sağlama amacını taşıyor.

Sonuç olarak, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısı sonrası Demir Kubbe ve diğer hava savunma sistemlerinin maliyeti bir kez daha gündeme geldi. Bu maliyet, İsrail'in savunma bütçesi ve güvenlik politikaları üzerine tartışmaları alevlendirdi. Gelecekte, İsrail'in savunma stratejileri ve bütçe öncelikleri, bölgedeki gelişmeler ve tehdit algısına göre şekillenmeye devam edecek.