
Diyanet'ten Meallere Sansür İddiası: İmha Yetkisi Tartışma Yarattı!
Diyanet İşleri Başkanlığı'na (DİB) verilen "uygun olmayan eserleri imha etme" yetkisi, kamuoyunda büyük bir tartışma başlattı. Özellikle özel yayınevleri tarafından basılan Kur'an-ı Kerim meallerinin bu yetki kapsamında olup olmadığı ve bu durumun bir sansür anlamına gelip gelmediği merak konusu oldu. Diyanet'e bu yetkiyi veren kanun teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi.
İmha Yetkisi Ne Anlama Geliyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilen bu yetki, kurumun özel yayınevleri tarafından basılan Kur'an-ı Kerim meallerini re'sen inceleme ve sakıncalı bulduklarını imha etme imkanı tanıyor. Bu durum, bazı kesimler tarafından ifade özgürlüğüne bir müdahale olarak değerlendirilirken, bazıları ise dini hassasiyetlerin korunması açısından gerekli bir adım olarak görüyor.
- Eleştiriler: Bu yetkinin, farklı yorumları ve düşünceleri engelleyebileceği, tek tip bir dini anlayışın dayatılmasına yol açabileceği yönünde eleştiriler yapılıyor.
- Savunmalar: Diyanet'in bu yetkiyi, yanlış veya yanıltıcı bilgilerin yayılmasını engellemek, dini değerleri korumak amacıyla kullanacağı savunuluyor.
Bu yetkinin kapsamı ve nasıl uygulanacağı konusundaki belirsizlikler, tartışmaların daha da alevlenmesine neden oluyor. Diyanet'in bu yetkiyi kullanırken ne gibi kriterlere dikkat edeceği, hangi meallerin "sakıncalı" olarak değerlendirileceği gibi sorular henüz netlik kazanmış değil.
Sansür İddiaları ve Tepkiler
Diyanet'e verilen bu yetki, özellikle sosyal medyada büyük tepkilere yol açtı. Birçok kişi, bu durumun bir sansür uygulaması olduğunu ve farklı dini yorumların engellenmesine yönelik bir adım olduğunu savundu. #DiyanetSansürüneHayır gibi etiketler altında yapılan paylaşımlarla tepkiler dile getirildi.
Öte yandan, bazı kesimler ise bu yetkinin dini değerleri koruma amacı taşıdığını ve yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek için gerekli olduğunu savundu. Bu kesimler, Diyanet'in bu yetkiyi kullanırken adil ve şeffaf olması gerektiğini vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilen bu tartışmalı yetki, dini yayıncılık alanında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bu yetkinin nasıl kullanılacağı, hangi meallerin imha edileceği ve bu durumun ifade özgürlüğüne etkileri, önümüzdeki günlerde daha da netlik kazanacaktır. Ancak şimdiden, bu yetkinin kamuoyunda büyük bir tartışma yarattığı ve farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olduğu açıkça görülmektedir.