Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinin yıllardır süregelen sorunlarına dikkat çekerek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Eğilmez, faiz ve döviz kuru gibi araçlarla yapılan müdahalelerin, ekonomik istikrarı sağlamada yetersiz kaldığını ve asıl sorunun yüksek risklerin devamlılığı olduğunu vurguladı. Peki, Eğilmez'e göre bu kısır döngüden nasıl çıkılır?

Türkiye Ekonomisinde Değişmeyen Döngü: Risk Üretimi

Mahfi Eğilmez, kişisel blogunda yayımladığı yazısında, Türkiye ekonomisinin geçmişten günümüze yaşadığı farklı politika kombinasyonlarına değindi. Yüksek faiz-düşük kur, düşük faiz-yüksek kur ve hatta yüksek faiz-yüksek kur gibi çeşitli senaryoların denendiğini belirten Eğilmez, tüm bu süreçlerde değişmeyen tek şeyin risklerin yüksek seviyede kalması olduğunu ifade etti.

Eğilmez, faiz ve kurun, ulusal paranın iç ve dış değer kayıplarını yansıttığını ve bu kayıpların siyasal, sosyal ve ekonomik alanlardaki risklerin bir sonucu olduğunu savundu. Risklerin azaltılmadığı bir ortamda, faiz ve kur müdahalelerinin geçici çözümler olmaktan öteye gidemeyeceğini belirtti.

Veri Güvenilirliği Sorunu: Enflasyonu Doğru Ölçüyor Muyuz?

Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan birinin de enflasyon verilerinin güvenilirliği olduğunu belirten Eğilmez, TÜİK ve ENAG arasındaki ciddi farklılıklara dikkat çekti. Bu durumun, ekonomik analizleri ve politika kararlarını olumsuz etkilediğini vurguladı.

Eğilmez, "Bunların hangisi doğru?" sorusunu sorarak, TÜİK verilerinin esas alınması durumunda Merkez Bankası'nın faiz indirmesi gerektiğini ve bunun da kurun yükselmesine yol açarak ihracatçı ve sanayicinin maliyetlerini azaltacağını ifade etti. Ancak ENAG verilerinin doğru kabul edilmesi halinde, faizlerin zaten çok düşük olduğu, kurun daha fazla yükselmesi gerektiği ve bunun da yeni sorunlara neden olabileceği sonucuna varıldığını belirtti.

• TÜİK Verileri: Faiz indirimine işaret eder, kur yükselir.
• ENAG Verileri: Faizler düşük, kur daha da yükselmeli.

Gerçeklerle Yüzleşmeden Çözüm Yok

Mahfi Eğilmez, enflasyonun doğru ölçülüp ölçülmediğinin temel sorun olduğunu vurgulayarak, bu durumu fazla kilosu olan birinin tartıyı düşük ayarlayarak kendini kandırmasına benzetti. Ekonomide de benzer bir yanılgının sürdüğünü ve gerçeklerle yüzleşmeden kalıcı çözümler üretmenin mümkün olmadığını ifade etti.

Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarının çözümü için öncelikle risklerin azaltılması, veri güvenilirliğinin sağlanması ve gerçekçi politikaların uygulanması gerektiği açıkça görülüyor. Aksi takdirde, faiz ve kur gibi araçlarla yapılan müdahaleler, sadece günü kurtarmaya yönelik ve kalıcı olmayan çözümler üretmeye devam edecektir.