İsrail basınında yer alan haberlere göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya karşı sabrı taştı. ABD'nin İran ile nükleer müzakerelere başlaması, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'ın görevden alınması ve son olarak Yemen'deki Husilerle ateşkese varılması, bu gerginliğin işaretleri olarak yorumlanıyor. Trump'ın, Netanyahu'nun tavırlarından dolayı öfkelendiği ve Orta Doğu'daki stratejik hamlelerini İsrail'i dışlayarak yapabileceği belirtiliyor. Peki, bu durumun arkasında yatan sebepler neler?
Trump'ın Sabrını Taşıran Olaylar
İsrail Hayom gazetesinden Ariel Kahane, Trump'a yakın kaynaklara dayanarak, ABD Başkanı'nın Netanyahu'ya karşı hayal kırıklığına uğradığını ve Orta Doğu'da onsuz ilerleme kararı aldığını öne sürdü. Kahane'ye göre, Trump'ın sabrını taşıran bazı önemli olaylar şunlar:
- Netanyahu ve ekibinin, görevden alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz'ı İran'a saldırmaya zorlama girişimleri.
- Netanyahu'nun Orta Doğu'daki bazı hamlelerde ABD ile yeterli koordinasyonu sağlamaması.
- ABD'nin özellikle Suudi Arabistan konusunda alacağı önemli kararlar.
ABD'nin Yemen'deki Husilerle ateşkese varması da bu öfkenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Trump yönetiminin Orta Doğu politikasında İsrail'i ne kadar dikkate alacağı sorusunu gündeme getiriyor.
Güven Sorunu ve Koordinasyon Eksikliği
Walla haber sitesinde Barak Ravid, Netanyahu ile Trump arasındaki ilişkiyi değerlendirerek, Husilerle varılan anlaşmanın ciddi bir koordinasyon ve güven sorunu olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor. Ravid'e göre, İsrail'in ABD ile İran arasında yeni bir nükleer anlaşmaya ilişkin müzakereleri etkileme kabiliyeti artık oldukça sınırlı. İsrailli yetkililerin, "Trump bizi şaşırttı", "Anlaşmayı televizyondan duyduk" gibi ifadeler kullanması, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Netanyahu'nun ABD ile ilişkileri yürütmekle görevlendirdiği Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in hem İran, hem Gazze'ye saldırılar ve insani yardım, hem de esirler meselesinde başarısız olduğu yorumları yapılıyor. Husilerle ateşkesin İsrail'i içermemesi ve ABD'nin Husilerin İsrail'e yönelik saldırılarına sessiz kalması, İsrail için endişe verici bir tablo çiziyor. Ravid, "Trump'ın Netanyahu'yu pek önemsemediği ve ona danışmak ya da görüşlerini dikkate almak zorunda hissetmediği artık çok açık" ifadelerini kullanıyor.
Netanyahu'nun Geleceği Ne Olacak?
ABD ile İsrail arasındaki bu gerginlik, Netanyahu'nun siyasi geleceği üzerinde de etkili olabilir. Trump yönetiminin Orta Doğu'daki yeni stratejileri, İsrail'in bölgedeki rolünü ve etkisini yeniden şekillendirebilir. Özellikle İran ile olası bir nükleer anlaşma, İsrail'in güvenlik endişelerini artırabilir ve bölgesel dengeleri değiştirebilir. Bu durum, Netanyahu'nun iç politikadaki konumunu da zayıflatabilir.
Sonuç olarak, Trump'ın Netanyahu'ya karşı sabrının tükenmesi ve ABD-İsrail ilişkilerindeki güven sorunu, Orta Doğu'da yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. İsrail'in ABD'den bağımsız hareket etme kabiliyeti ve bölgesel ittifakları, bu süreçte büyük önem taşıyacak. Gelişmelerin, bölgedeki siyasi ve güvenlik dinamiklerini nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.