[ad_1]
İstanbul’da 11 yıldır yaşayan İtalyan asıllı Fransız öğretmen Virgile Mangiavillano, rol aldığı birçok film ve reklamın yanı sıra yapımcılığını üstlendiği Akana-Deniz Kabuğunun hafızası isimli animasyon çalışmasıyla Patara ve Göbeklitepe gibi önemli turizm bölgelerini tanıtmaya hazırlanıyor.
AA’nın haberine göre Mangiavillano, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’ya göç etmek zorunda kalan İtalyan ailenin üyesi olarak dünyaya geldi. Ailesinin bir armağanı olarak tarif ettiği sosyal uyum ve farklı kültürleri tanıma hedefiyle profesyonel tiyatro oyuncusu olarak onlarca ülkeyi gezen Mangiavillano, Fransızca öğretmenliği de yaptığı Umman, Suriye, Çin ve Kore’de yaşadı.
Galatasaray Üniversitesi’ne 2010’da Fransızca öğretmeni olarak kabul edilmesiyle Türkiye macerasına başlayan Mangiavillano, bir yandan da tiyatro yapmaya ve bu alanda projeler üretmeye devam etti.
Bu süreçte Türk sinema sektörüne de adım atan Virgile Mangiavillano, Türk İşi Dondurma, Zengo”, Şampiyon ,Payitaht Abdülhamid ve Menajerimi Ara yapımlarında rol aldı.
Mangiavillano, yapımcılığını üstlendiği “Türk yaratılış mitolojisinden ilham alan ekolojik bir masal” olmayı hedefleyen “Akana-Deniz Kabuğunun Hafızası” isimli sanal gerçeklik temelli animasyon filmiyle Türkiye’de Patara ve Göbeklitepe gibi önemli turizm bölgelerini tanıtmayı planlıyor.
“TÜRKİYE KÜLTÜRLER ARASI BİR KÖPRÜ”
Türkiye’deki yaşamını ve sinema projelerini anlatan Mangiavillano, İtalyan asıllı bir aile olarak Fransa’da hayata tutunmaya çalıştıklarını, bu süreçte farklı kültürlere saygılı olmayı ve sosyal uyumun önemini kavradığını söyledi.
Mangiavillano, onlarca ülkeyi gezdiğini fakat 11 sene önce geldiği Türkiye’den ayrılamadığını belirterek, “Türkiye’ye gelmeden önce Umman, Suriye, Çin ve Kore’de yaşadım. Avrupa’ya dönmek istiyordum ama tereddüt ediyordum. Bir gün Türkiye’de çalışmak için bir iş ilanı buldum. Türkiye, kültürler arasında güzel bir köprü ve aynı zamanda burası bir merkez. Sonra Galatasaray Üniversitesi’nde 2010’da Fransızca ders vermeye başladım” diye konuştum.
Türkiye’ye geldiğinde Tarlabaşı’nda yaşamaya başladığını ve semti çok sevdiğini dile getiren Mangiavillano, “Otantik bir semt. Bütün sosyal sınıfları bulabiliriz. Sosyal uyum ve karışım benim için çok önemli. Burada binalar çok eski, böyle bir otantik yerde yaşamayı seviyorum” ifadelerini kullandı.
Gençliğinden bu yana tiyatro ve sinemaya meraklı olduğunu belirten Mangiavillano, Türkiye’de tiyatro oyunculuğunun yanı sıra sinema sektörüne de adım attığını bildirdi.
Yakın zamanda da Tolga Karaçelik’in yönettiği Netflix dizisinde Meriç Aral ile rol aldığını söyleyen Mangiavillano, geçen sene yapımcı olarak da Türk sinemasına farklı bir açıdan katkı sunmak için kolları sıvadığını belirtti.
Mangiavillano, salgın döneminde sinema şirketi kurduğunu bildirerek, “Yeni teknoloji ve sinema arasında bir köprü kurmak istiyoruz. Sanal gerçeklikle ilgili bir film (Akana) hazırlıyoruz. Geçen hafta, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sinema Genel Müdürlüğünden destek aldık. Çok teşekkür ederiz” dedi.
Türkiye’deki 11. yılında mutlu bir hayat sürdüğünü, projelere devam edeceğini ifade eden Mangiavillano, “Türkçe seviyeme rağmen kendimi Türk gibi hissediyorum. Türkçe öğrendikten sonra mutluyum, gündelik hayattaki sorunlarımı hallettim” şeklinde konuştu.