28 Nisan 2025 Pazartesi

İmamoğlu'ndan Sert Sözler: Alnını Karışlarım!

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sözleri nedeniyle yargılandığı davanın ilk duruşması gerçekleşti. İmamoğlu, savunmasında yargılanmasının asıl nedeninin Cumhurbaşkanı adaylığı olduğunu savundu.

Duruşmada Neler Yaşandı?

Silivri'deki Marmara Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesinde görülen duruşmaya İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, CHP milletvekilleri ve çok sayıda izleyici katıldı. Duruşmayı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti yönetti.

İmamoğlu, savunmasında neden yargılandığını sorgulayarak, "Ben neden buradayım? Cumhurbaşkanı adayı olduğum için" dedi. Yargılanmasının siyasi bir dava olduğunu vurgulayan İmamoğlu, "Birisinin ‘aşkım İstanbul’ dediği, ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’ dediği, kendisini sahibi zannettiği İstanbul’da 3 kere seçim kazanmış biri olduğu için buradayım," ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, İBB Başkanı olduğu andan itibaren Kanal İstanbul'a, talana ve yalana karşı durduğu için yargılandığını da sözlerine ekledi. Ayrıca, hükümetin İstanbul Belediyesi'nin yoksulluk ve pahalılıkla mücadeledeki çalışmalarına karşı çıktığını belirtti. Anne Kart uygulaması ve Kent Lokantaları gibi projeleri savunarak, "Ben bu metroları yaptığım için, bu Kent Lokantalarını yapıp 40 liraya insanlara yemek verdiğim için buradayım aslında," dedi.

İmamoğlu Neden Suçlanıyor?

Ekrem İmamoğlu'nun suçlanmasına neden olan olay, 20 Ocak 2025'te İstanbul'da düzenlenen bir panelde CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın'ın ifadeye çağrılmasına gösterdiği tepkiydi. İmamoğlu'nun Başsavcı Akın Gürlek'e yönelik eleştirileri dava konusu yapıldı.

İmamoğlu'nun dava konusu olan sözleri şu şekildeydi:

"Benim gencecik kardeşim, arkadaşım, Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın'ı ifade için çağırıyorsun, sözüm ona. Yedi, sekiz polisle evine baskın yapıyorsun. Neymiş? Bizim gözümüzü korkutmakmış. Amacın senin milletin gözünü korkutmak. Bak Başsavcı sana söylüyorum. Biz var ya senin evlatlarının bile -sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de- senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın. Senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın."

Bu sözler üzerine İmamoğlu hakkında "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. Savcılık, İmamoğlu'nun 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasını ve siyaset yasağı getirilmesini talep ediyor.

İmamoğlu'nun Yanıtı ve Savunması

İmamoğlu, savunmasında kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Hakaret suçlamasını kabul etmeyerek, Akın Gürlek'e yönelik eleştirilerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Tehdit suçlamasını da reddeden İmamoğlu, şunları söyledi:

"Benim evladım saydığım tutukladığınız öğrencileri bırakın yazıktır, günahtır. Benim içim acıyor, içim. Tehditmiş hadi oradan. Ben hayatımda kavga etmedim. Kimseye dayak da atmadım dayak da yemedim. Ben kıskançlık bile yapmam, biri Ankara'da beni kıskanıyormuş ama, beni terörle yan yana getirecek adamın alnını karışlarım."

İmamoğlu, dava konusu edilen sözlerini aynen üç kez tekrarlayarak, mahkeme heyetine "bu sözün neresinde bir tehdit, neresinde bir hakaret var diye sordu."

Mahkeme, dosyanın mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar vererek, bir sonraki duruşmayı 16 Haziran 2025'e erteledi.

Ekrem İmamoğlu'nun yargılanması, Türkiye siyasetinde önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve sonuçlarının ne olacağı merakla bekleniyor. İmamoğlu'nun savunması, yargılanmasının siyasi bir motivasyonla yapıldığı yönündeki iddialarını güçlendirirken, davanın seyrini etkileyebilecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.

İlgili Haberler